Arama

KYB yol ayrımında!

Ortadoğu, Irak ve Kürt siyasetinin önemli figürlerinden Celal Talabani’nin hayatını kaybetmesi, başta lideri olduğu KYB olmak üzere Kürt iç siyaseti ve Irak’taki Kürt varlığı açısından önemli sonuçlar doğuracak.

KYB yol ayrımında!
Yayınlanma Tarihi: 10.10.2017 00:00:00 Güncelleme Tarihi: 10.10.2017 15:53

Ortadoğu, Irak ve Kürt siyasetinin önemli figürlerinden biri olan Celal Talabani'nin uzun süren hastalığının ardından 3 Ekim 2017 tarihinde hayatını kaybetmesinin, başta lideri olduğu Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) olmak üzere Kürt iç siyaseti ve Irak'taki Kürt varlığı açısından önemli sonuçlar ortaya çıkaracağı açıktır. Talabani'nin 2012'de hastalanmasının ardından KYB içerisinde beliren ayrışmalar ve liderlik mücadelesinin Talabani sonrası dönemde daha da şiddetleneceğini söylemek yanlış olmayacak. Bu bakımdan gayrimeşru referandum süreciyle IKBY'de değişen dengelerin, Celal Talabani'nin hayatını kaybetmesiyle daha karmaşık bir hal alacağı da öngörülebilir.

KYB'NİN YAPISI VE MEVCUT DURUMU

1975 yılında KDP'den koparak oluşan KYB, Celal Talabani ve İbrahim Ahmet öncülüğünde kuruldu. Süleymaniye merkezli (Soran bölgesi merkezli) siyasetin en önemli örneklerinden biri olmakla birlikte Irak Kürt siyasetine yön veren Mesut Barzani'nin partisi KDP ile Irak'taki Kürt siyasetinin yürütücüsü konumunda oldu. KYB, Süleymaniye'nin yanı sıra Kerkük, Diyala ve Selahaddin'de en güçlü tabana sahip Kürt partisi. KDP'deki muhafazakar, geleneksel ve aşiret bağlarına yaslanan yapıdan rahatsız olan Celal Talabani ve İbrahim Ahmet, KYB'yi daha çok sol yönelimli, özgürlükçü, devrimci bir partiye dönüştürmeye çalıştı. Bu çerçevede KYB, kuruluşundan beri Marksistler, devrimciler, demokratlar gibi farklı fraksiyonları bünyesinde barındırdı. Bu gruplar kendilerini 1991 yılında feshederek tek bir çatı altında birleşti ve böylece KYB'deki farklı yönelimler görünürde ortadan kalktı. Fakat bu gruplar arasındaki farklılıklar ve rekabet devam etti.

Birinci Körfez Savaşı sonrası 1991'de Irak'ın kuzeyinde uçuşa yasak bölgenin oluşturulması ile birlikte KDP ile bölgede ortak bir otonom yönetim kurarak Süleymaniye merkezli iktidar gücüne erişen KYB, zaman içinde KDP'nin bir başka versiyonuna dönüştü. 1994'te KDP ile KYB arasında yaşanan iç savaş, ancak 1998'de sona erdi ve Irak'ın kuzeyinde KDP ve KYB liderliğinde iki başlı bir yönetim ortaya çıktı.

KYB kurulduğu dönemden itibaren KDP'nin tersine bir aşiret veya aile partisi olmamasına rağmen son dönemde KYB'de de aile bağları hissedilir hale geldi. Buna rağmen KDP gibi aşiretçiliğin güçlü olduğu bir parti değil. Bunun en önemli nedeni, partinin asıl tabanı olan Süleymaniye'de aşiret bağlarının zayıf olması, partinin diğer güçlü olduğu yer olan Kerkük'ün ise uzun süre Arapların yönetiminde kalması. Ancak KYB'deki aile bağlarının gittikçe güçlenmesi parti içinde bazı tepkilere yol açtı. Nitekim 2009 yılında Celal Talabani'ye en yakın isimlerden ve KYB içerisindeki Marksist geleneğin öncülerinden biri olan Noşirvan Mustafa KYB'den ayrılarak Goran Hareketi'ini kurdu. Goran Hareketi'nin KYB'ye yönelik temel eleştirilerinden birisi de partinin bir aile ya da şirket haline dönüştürülmesi olmuştu.

KYB ÜÇÜNCÜ PARTİ HALİNE GELDİ

Noşirvan Mustafa'nın partiden ayrılması ve Goran Hareketi'ni kurması KYB'yi zayıflattı. 2007 yılından itibaren KYB içinde kötü gidişatın durdurulması için parti örgütünün yeniden gözden geçirilmesi ve uzun süreden beri yapılmayan kongrenin yapılması tartışılan bir konuydu. Bu ihtiyaç özellikle, 25 Temmuz 2009'da KYB'nin Süleymaniye'deki kötü performansı ve Goran'ın beklenmedik başarısı ile daha da belirginleşti. KYB içinde parti örgütünün aşırı hantallaşması, geniş çaplı yolsuzluklar, partide farklı güç odaklarının oluşması ve bunların sonucu olarak liderlik mücadelesi gibi ciddi sorunlar baş gösterdi. Bu sorunlar KYB'nin IKBY'de yapılan seçimlerdeki performansına da yansıdı ve 2013'te yapılan seçimlerde Goran Hareketi'nin ardından ancak üçüncü parti olabildi. Celal Talabani'nin 2012'de hastalanmasının ardından ilk seçimlerde büyük oy kaybına uğrayan KYB, aynı düşüşü yerel seçimlerde de yaşadı ve genel seçimlerle aynı zamanda yapılan yerel seçimlerde Süleymaniye'de Goran'ın gerisinde kaldı.

Siyaseten bu gerileme yönetim düzeyinde de kendisini gösterdi ve 2013 seçimlerinin galibi olan KDP, hükümet kurma görüşmelerinde ilk olarak Goran ile masaya oturdu. Bu seçimler hem KYB hem de Kürt iç siyaseti açısından bir dönüm noktası oldu; KYB IKBY'de ikinci parti konumunu kaybederken, 2004'te KDP ile yönetim paylaşımı üzerinden yapılan stratejik ittifak da bozuldu. Böylece KYB'nin bir muhalefet partisine dönüştüğünü söylemek isabetli olacaktır.

TALABANİ'NİN CUMHURBAŞKANLIĞI GÖREVİ

KYB'nin bu düşüşünde iç nedenlerin yanı sıra KDP'nin geliştirdiği stratejinin de önemli payı var. Zira Bağdat'taki Kürt siyaseti genel olarak KYB'nin üzerine yüklenirken, KDP IKBY'deki en etkin güç oldu. Celal Talabani, 2003 sonrasında iki dönem Irak cumhurbaşkanlığını görevini yürütmesi nedeniyle IKBY iç siyasetine yeteri kadar zaman ayıramadı ve gelişmelerin dışında kaldı.

Bu nedenle hem parti içerisinde yaşanan gelişmelere hem de IKBY'deki gelişmelere anlık ve etkili reaksiyon gösteremedi ya da geç kaldı. KDP'nin (Mesut Barzani) bölge başkanlığını elinde tutmasının yanı sıra stratejik ittifaka rağmen, KYB ile iktidar ortaklığını paylaşmaktan imtina etmesi ve 2004'ten 2013'e kadar başbakanlığın KYB ve KDP arasında el değiştirmesi gerekirken KYB'nin sadece üç yıl hükümete (Berham Salih) başkanlık etmesi de KYB'nin IKBY'deki etkisini sınırlamıştır. Nitekim KDP ve KYB arasındaki stratejik ittifakın bozulduğu 2014 Irak genel seçimlerinde net bir biçimde ortaya çıktı ve bu o zamana kadar ortak liste ile seçimlere giren KDP ve KYB, 2014 seçimlerine ayrı listelerle katıldı.

DEAŞ TEHDİDİNİN ORTAYA ÇIKMASI

2014'te DEAŞ'ın ortaya çıkması ve IKBY'yi doğrudan tehdit edecek bir güç kazanması hem IKBY'deki hem de KYB'deki sorunları ötelerken, KYB peşmergelerinin DEAŞ'la mücadelede etkin rol alması, KDP ve Goran işbirliğinde kurulan hükümetin işlemez hale gelmesi ve Mesut Barzani'nin başkanlıktaki ısrarı gibi sebepler KYB'deki geriye gidişi durdurmasa da yavaşlattı. KYB, Mayıs 2016'da Goran'la stratejik anlaşma imzalayarak Kürt iç siyasetine yön vermeye çalışsa da mevcut durum itibariyle başarılı olduğunu söylemek mümkün değil.

DEAŞ'la savaşın sonuna gelinmesi, IKBY'deki referandum kararı ile Mesut Barzani'nin etkisini artırması, IKBY'de genel ve yerel seçim sürecine girilmesi ve nihayetinde Celal Talabani'nin hayatını kaybetmesiyle, KYB içerisinde üstü örtülen sorunlar tekrar belirginleşmeye başladı.

KYB'DEKİ AYRIŞMALAR VE PARTİNİN GELECEĞİ

KYB'deki anlaşmazlıklar ve liderlik mücadelesi Celal Talabani'nin 2012'de hastalanmasının ardından kızışmaya başlamış olsa da sembol bir lider olarak Talabani'nin hayatta olması KYB içerisindeki çatlakların derinleşmesini önledi. Ancak gelinen aşamada giderek belirgin hale gelen parti için anlaşmazlıkların ve rekabetin, uzlaşma sağlanamaması halinde KYB'nin geleceğini etkileyecek sonuçlara yol açması muhtemel.

Bu noktada öncelikle KYB'deki liderlik mücadelesini ve bu rekabetteki başlıca aktörleri değerlendirmek gerekiyor. Bu mücadelede 2009-2012 yılları arasında IKBY Başbakanlığı da yapan KYB Genel Sekreteri 2. Yardımcısı Berham Salih, KYB Siyasi Büro Başkanı Molla Bahtiyar, KYB Genel Sekreter 1. Yardımcısı Kosrat Resul ve Celal Talabani'nin eşi Hero Talabani'nin isimleri öne çıkıyor. Celal Talabani'nin hastalığı süresince Hero Talabani partideki karar alma mekanizmalarını yönlendirdi, özellikle yürütmedeki Talabani ailesi mensuplarının desteğini aldı.

Ortadoğu siyasetinde kadınların rolü düşünüldüğünde Hero Talabani'nin liderlik şansının zayıf olduğu düşünülebilirse de siyasetçi bir aileden geliyor olması (babası İbrahim Ahmet KYB'nin kurucusudur) ve Celal Talabani'nin hastalığından sonraki süreçte aktif rol alması şansını artıran faktörler. Bununla birlikte liderlik istememesi durumunda Hero Talabani'nin işaret edeceği bir ismin lider adayları arasındaki en güçlü isimlerden biri olması bekleniyor. Böyle bir senaryoda ise en güçlü adaylar, Celal ve Hero Talabani'nin oğulları Kubat ve Bavel olacak. Kubat Talabani, mevcut durumda IKBY'de Başbakan Yardımcılığı görevini yürütüyor ancak Başbakanı Neçirvan Barzani'nin gölgesinde, pasif kalmakla eleştiriliyor. Öte yandan uzun yıllar ABD'de yaşadıktan sonra Kuzey Irak'a dönen ve kültürel olarak bölgesine yabancılaşmakla eleştirilen Kubat Talabani, KYB tabanı ve parti teşkilatından destek görmüyor. Bavel Talabani ise Kubat'tan küçük olmakla birlikte, bölgesinden hiç ayrılmadı ve sürekli aktif siyasetin içinde yer aldı. Bununla beraber siyasi kabiliyet ve karizma açısından yeterli görülmüyor. Ayrıca Bavel Talabani'nin KYB içerisindeki lider adaylarından Molla Bahtiyar'ın kızı ile evli olması da önündeki bir engel olarak nitelendirilebilir.

Talabani ailesinden güçlü bir aday çıkmaması durumunda Molla Bahtiyar'ın KYB liderliği konusunda şanslı isimlerden biri olduğunu söylemek mümkün. Molla Bahtiyar'ın, Celal Talabani'nin hastalığı sonrasından Hero Talabani'yi desteklemesi, KYB genel merkezine aykırı hareket etmemesi ve teşkilata sadık kalması, parti tabanında ve teşkilatında nüfuzunu artırdı. Talabani ailesi ile çocuklarının evliliği vasıtasıyla akrabalık ilişkisi geliştirmiş olması da Molla Bahtiyar'ın avantajları arasında değerlendiriliyor. Bununla beraber Molla Bahtiyar'ın Hanekin (Diyala) kökenli olması ve Feyli (Şii Kürt) olarak bilinmesi, Süleymaniye'de kabul görmeyebileceği yorumlarına da yol açıyor.

KYB'de liderlik konusundaki bir başka güçlü aday ise Kosrat Resul olarak görünüyor. Erbilli ve eski bir peşmerge olan Kosrat Resul, güçlü bir askeri yapılanmaya sahip olmasının yanında KYB tabanında sevilen bir isim. Ancak Kosrat Resul'un fazlasıyla Erbil merkezli hareket etmesi, KYB'nin başlıca iktidar merkezi Süleymaniye'den uzaklaşmasına sebep oldu. Bu nedenle Kosrat Resul'un kapsayıcı bir lider olamayacağı görüşü hakim.

Kosrat Resul'le birlikte daha önce ittifak içinde olan ancak daha sonra bağımsız hareket etmeye başlayan Berham Salih de KYB liderliği açısında önemli bir figür. Özellikle ABD ve Batı ile ilişkilerinin güçlü olması, yenilikçi bir figür olarak öne çıkması ve Talabani ailesi dışındaki lider adayları arasında Süleymaniye kökenli tek kişi olması Berham Salih'i avantajlı konuma getiriyor. Ancak KYB'den istifa etmeden, ertelenme ihtimali olmakla birlikte Kasım 2017'de yapılması planlanan seçimlere katılmak üzere Eşitlik ve Demokrasi Koalisyonu adıyla bir liste sunması, Berham Salih'i KYB liderliğinden uzaklaştırdı.

Öte yandan liderlik mücadelesine paralel olarak teşkilattaki bölünmeler de partinin geleceğini belirleyecek önemli sorunlarından biri. Özellikle gayrimeşru referandum sürecinde KYB'nin Erbil, Süleymaniye ve Kerkük il teşkilatları arasındaki uyumsuzluk ve ayrışma dikkat çekici hale geldi. Örneğin referandum konusunda KYB'nin Kerkük il teşkilatı Kerkük'te referandum yapılmasına karşı çıkarken, KYB genel merkezinin ısrarı ve Kosrat Resul öncülüğünde Kerkük'e güç göndererek referandumu dayatması KYB genel merkezi ve il teşkilatları arasındaki uyumsuzluğun bir göstergesi. Aynı şekilde Irak Federal Mahkemesi tarafından görevinden azledilen Kerkük Valisi Necmettin Kerim'in görevi bırakması konusunda da KYB içerisinde ayrışmalar yaşandı. KYB'nin Kerkük'teki nüfuzlu isimlerinden Aso Mamand, Ala Talabani, Rıfat Abdullah gibi isimler Kerim'in görevi bırakması yönünde tavır aldı.

KYB YOL AYRIMINDA

Bütün bu sorunlar dikkate alındığında, KYB'nin önümüzdeki dönemde bir dağılma sürecine girmesi muhtemel görünüyor. Özellikle KYB'deki en güçlü lider adaylarından biri olarak gösterilen Berham Salih'in farklı bir oluşumla seçimlere katılacak olması, KYB'nin IKBY içerisindeki gücünü zayıflatacak. Bu anlamda Goran'ın önümüzdeki seçimlerdeki performansı da KYB'nin geleceği açısından belirleyici faktörlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Goran'ın, Noşirvan Mustafa'nın hayatını kaybetmesiyle liderlik sıkıntısı yaşaması ve zayıflaması KYB'nin Süleymaniye'deki konumunu güçlendirse de IKBY'de başta gayrimeşru referandum olmak üzere iç politikada dengelerin KDP ve Barzani ekseninde şekillenmesi, parti içi anlaşmazlıklarla uğraşan ve ortak bir söylem geliştiremeyen KYB'yi dağılma sürecine sürükleyebilir.

Bu noktada KYB, IKBY dışında, Kerkük, Diyala, Selahattin gibi vilayetlerde yaşayan Kürt nüfus üzerindeki etkinliğini devam ettirmeye ve bu suretle ağırlığını IKBY dışındaki tabanına yöneltmesi muhtemeldir. Bu durum Bağdat'la ilişkilerde KDP'ye nazaran daha olumlu bir tavır izleyen KYB'yi IKBY iç siyaseti yerine Irak merkezli bir politikaya yönlendirebilir. Böylece KYB içeride kaybettiği gücü ve desteği dışarıdan ikame etmeye çalışacak ve referandum konusunda Mesut Barzani'ye yönelen tepkiyi kendisi için bir avantaj haline getirebilecektir. Nitekim Hero Talabani'nin, tek taraflı alınan referandum kararını "büyük bir hata" olarak nitelendirmesi, KYB'de bu istikamette bir arayışın başlayacağının işareti olarak yorumlanabilir.

[Bilgay Duman, Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Uzmanıdır]

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN