Arama

Mustafa Özcan
Kasım 29, 2017
İkiz katliamlar

Suriye'de yaşanılan bazı katliamlar Sırpların Bosna'da yaptıkları katliamlara benziyor. Fırınlara, pazarlara yönelik katliamlar '20 yıl önce 20 yıl sonra' farkıyla ikiz katliamlar olarak hatırlanıyor, toplumsal hafızaya nakşoluyor. Sırplar Saraybosna'da Baş Çarşıda katliam yapmışlar ve alışveriş yapan insanları, sivilleri top mermileriyle biçmişlerdi. Bu tarz katliamlar Suriye'de kaç kez tekerrür etti ve ediyor.

Sina'da yapılan katliamlar da Cezayir katliamlarına benzetiliyor. Cezayir'de GIA üzerinden bir devlet projesi yürütüldü. İslamcıları İslamcı görüntülü tiplere kırdırdılar. Buna tedhiş projesi demek de mümkün. Zira sözü edilen katliamlar için GIA'ya alan açan bizzat rejimin kendisi olmuştur. Bunun lamı cimi yok. Suriye ve Irak'ta da IŞİD katliamlarına alan açan bizzat rejimlerin kendisi olmuştur.

Sina'nın bitiş noktası Ariş'te de Bi'rül Abd bölgesinde Ravda Camiine yönelik katliam da Cezayir hadiseleriyle benzerlik arz etmektedir. Cezayir'de 22/23 Eylül 1997 tarihinde korkunç bir katliam irtikap edilir. Hem de kolluk kuvvetlerinin gözleri, kulakları önünde ve bilgisi dahilinde. Kolluk kuvvetleri bölgeyi GIA için serbest alan olarak tayin etmişlerdir. Stalin'in ele geçirildikten sonra Berlin'i üç gün serbest şehir ilan etmesi gibi. Nedeni de mahallenin GIA tarafından kurtarılmış bölge olarak görülmesidir. Cezayir rejimi, mahalle halkından, sakinlerinden katiller ve çapulcular sürüsü GIA üzerinden veya aracılığıyla intikam alır. Zaten GIA, FIS/AIS 'e karşı rejimin paralel olarak ürettiği bir yapıdır, tedhiş örgütüdür. Onunla hem FIS'in mücadelesini perdelemiş ve hem de gerektiğinde sadakatinden şüphelendiği halk kitlelerinden intikam almıştır. Kısaca, IŞİD/DEAŞ'ın selefi GIA çok amaçlı bir biçimde devlet tarafından üretilmiş ve kullanılmış bir tedhiş örgütüdür. Bu anlamda IŞİD ve türevlerinin, markalarının selefidir.

*

Sina'da Ravda Camiine yapılan saldırı vaktiyle Cezayir'de Ben Talha Mahallesine karşı girişilen katliama benzerlik arz etmektedir. Katliam sırasında, Cezayir'de karanlık on yılın sonuna doğru gelinmekte ve GIA üzerinden AIS ve FIS dize getirilmektedir. Rejim ile GIA, FIS'i çapraz ateşe almışlardır ve FIS pes etmek veya ettirilmek üzeredir. Olay üzerinden yaklaşık 20 yıl geçmiştir ve Sina'daki katliam üzerinden tekrar hatıra gelmiştir. Anılan katliam öncesinde 1997 yılının Ağustos ayında Rayıs denilen yerde korkunç bir başka katliam işlenir. 238 sivil hunharca boğazlanarak öldürülür. Olay öncesinde bölgede garip hareketler sezilmekte, tarassut edilmektedir. Kurtların ulumalarına benzeyen uluma sesleri duyulmaktadır. İnsan ulumalarının ardından Rayes bölgesine dalan teröristler 'müstebah/serbest alanda' küçük büyük demeden insan boğazlamaktadır. Sırpların Bosna'da yaptıklarını bu sefer Cezayirli kisvesinde yerel Sırplar icra etmektedir. Katliamdan sonra bölgede yapılan araştırmalarda boğazlanmış bir kadının üzerinden bir mesaj çıkar. Mesaj öteki, ikinci katliamı 'müjdelemektedir.' Mesaj sıranın Ben Talha bölgesine geldiğini haber vermekte ve duyurmaktadır. Nitekim çok geçmeden bir ay kadar sonra Ben Talha Mahallesi katliamla randevudadır. Naile Berhal adlı bayan gazeteci yaşananlara tanık ve ardından tercüman olmuştur.

*

Ben Talha katliamından önce yine uluma sesleri işitilir. Ardından ikinci merhalede Ravda eyleminde olduğu gibi ortaya bomba atılır ve hemen sonrasında otomatik silahlar devreye girer ve çevreye ölüm kusar. Taramadan sonra da 'beyaz silah' tabir edilen bıçak, ustura ve palalar devreye girer, onlarla birlikte millet boğazlanır ve doğranır. Korkunç bir katliam irtikap edilir. İçlerinden 80'i bebek ve kundaklı çocuktur. 22/23 Eylül 1997 tarihinde saat 11.15 sularına doğru uluyan insan karaltıları mahalleye dalarak, akarak rejim tarafından aman verilmiş bir halde sabaha kadar katliamlarını icra ederler. Köy okuluna topladıkları insanları birer ikişer bıçak ve satırlarla doğrarlar. Hemen yakında kolluk kuvvetlerinin kullandığı metruk villa sessizdir keza öz savunma birlikleri de devre dışıdır yani olayın arifesinde ortadan çekilmişlerdir. Sonra bunlardan bir kısmı olayın akabinde ortaya çıkarak yerel ve yabancı basına 'tanık oldukları' katliamı hikaye ederler! Daha doğrusu hayal tacirliği yaparak; tanık olmadıkları katliamın rivayetini paylaşırlar. Kan donduran olay, yalancı olay yeri tanıklarının konuşma faslıyla devam eder.

Neden katliam sırasında güvenlik güçleri ortalıkta görünmemiştir? İşlerini bitirdikten sonra tan yerinin ağarması, ilk ışıklarıyla birlikte katliam alanından çekilen insan suretindeki canavarlardan sonra olay yerine damlayan kolluk kuvvetlerinden bir polis subayı mahalle sakinlerine neden teröristlerin önüne yem olarak atıldıklarını da faş eder: Biz teröristlerin bir haftadan beri burada olduklarını biliyorduk siz de onlara yardım ve yataklık yaptınız!

Şimdi kim işbirlikçi? Halk mı GIA işbirlikçisi yoksa kolluk kuvvetleri mi GIA işbirlikçisi? 20 yıl sonra ağır gölgesi Ravda Camii katliamına düşmüşken; Ben Talha Mahallesi katliamından alınacak ibret dersleri bulunmaktadır.

Eylemin işlenmesinde benzerlikler tamam da amaçta da benzerlik var mı?

Sina'nın Filistinliler açısından alternatif vatan yapılması İsrailli yöneticilerin hayallerini süslüyor. İsrail Sosyal Eşitlik Bakanı Gila Gamliel, Mısır ziyaretinden önce Hükümranlık dergisiyle yaptığı söyleşide "Sina Yarımadası, Filistinlilerin devlet kurması için en elverişli yer" ilan etmiştir. Mısır rejimi açıklamaya tepki göstermiş ve İsrail ise bu açıklamanın İsrail veya Hariciyeyi bağlamayacağını sadece söyleyen bakanı bağladığını açıklamıştır.

Sanafir ve Tiran adalarını Suudi Arabistan'a satan Mısır rejimi bundan niye gocunmuştur? Alttan alta ısıtılan ve hazırlanan plan mı yoksa bu planın ifşası, aleni olarak Mısır rejiminin suratına vurulması mı rahatsızlık nedenidir! Sina'da neler oluyor sorusunun cevabı İsrailli bakanın sözlerinde aranmalıdır. Bakanı susturmak bir şeyi çözmez, maharet, beceri Sina'da sükuneti sağlamaktır. Ötesi lafu güzaf yani boş laftır.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN