Arama

Zekeriya Erdim
Eylül 9, 2017
Eğitim güvenliği

İnsanların ve toplumların en temel ihtiyaçlarından biri, güven duygusudur. Kendilerini, sevdiklerini, değer verdiklerini güvende hissetmezlerse; dengeleri ve düzenleri bozulur.

Onun için; hayatın bütün alanlarında ve konularında, mümkün ve muhtemel tehlikelere karşı tedbir almak önemlidir. Devletlerin varlık sebeplerinden ve ana görevlerinden biri; kişilerin, kurumların, toplumların güvenlik hizmetleridir.

Yeni öğretim yılına giriş yapılırken; eğitim hizmetleriyle ilgili güvenlik sorunları, yeniden gündem olmaya başladı. Haberlerle, yorumlarla hatıralar ve hassasiyetler canlandı; eğitim çağındaki çocukların ve gençlerin güvenliğiyle ilgili endişeler kabardı.

Ancak, basın-yayın organları; reyting yaklaşımı ile belli konuları abartarak, eğitim güvenliğinin alanını daraltıyorlar. İşte bu yüzden; meselenin bütün boyutları ile ele alınarak, genel bir değerlendirme yapılmasına ihtiyaç var.

Gıda Güvenliği

İnsanın akıl, ruh, beden sağlığı açısından; yediklerimiz ve içtiklerimiz önemlidir. Hele de gıda, ilaç, temizlik, kozmetik, hatta giyim sektöründeki bazı ürünlerin kimyasal silah gibi kullanıldığı bir dünyada; ağzımızdan girenin, midemize inenin, kanımıza karışıp hücrelerimize kadar gidenin ne olduğu çok iyi bilinmelidir.

Bu açıdan bakıldığında; toplu yaşama alanları olan, yetişme çağındaki çocuklarımıza ve gençlerimize hizmet sunan örgün ve yaygın eğitim kurumlarının gıda güvenliği konusunda, daha özel bir hassasiyet gösterilmelidir. Ayrıca, sağlıklı gıdalarla güvenli beslenme anlayışı ve alışkanlığı; evlerde başlayıp okullarda devam eden bir duyarlılıkla, doğal ve toplumsal bir refleks haline getirilmelidir.

Son yıllarda, Milli Eğitim Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı'nın ortak çalışmaları sonucu; okul kantinlerinin ve yemekhanelerinin daha sağlıklı ve güvenli hale getirildiğini biliyoruz. Ancak; mevzuattaki mükemmel yapının uygulamaya geçirilmesinde arızaların olduğunu, özellikle denetim yetersizliği nedeniyle fireler verdiğini görüyoruz, duyuyoruz.

İşte bu noktada; annelere ve babalara, yani öğrenci velilerine iş düşüyor. Her şeyi devletten bekleme tembelliğini terk edip; toplumsal denetim mekanizmalarını devreye sokmamız gerekiyor.

Servis Güvenliği

Önceki yıllarda; öğrenci servisleriyle ilgili bazı iç acıtıcı örnekler, öyküler yaşanmıştı. İhmalin ölüme sebep olduğuna dair olaylar; zaman zaman gündeme taşınmıştı.

Şimdilerde ise; sektörün mafyaları, magandaları gündeme geldi. Rakip firmaların silahlı çatışmaları; öğrencilerin ve öğrenci velilerinin gözleri önünde, okul bahçelerine kadar girdi.

Dahası; endişeleri kat kat artıran belgelere, bilgilere ulaşıldı. Öğrenci servis hizmeti veren bazı kişilerin; muhtelif suçlardan sabıkalı oldukları anlaşıldı.

Bilinmesi gerekir ki; eğitim, okulda başlayıp okulda biten bir süreç değildir. Öğrenci servis hizmetleri; eğitim hizmetlerinin tamamlayıcı ve destekleyici unsurlarından biridir.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın Okul Servis araçları Hizmet Yönetmeliği'ne ve Belediyelerin Servis Araçları Yönergesi'ne bakıldığında; meselenin bütün boyutları ile ele alınıp tarif edildiği, tanımlandığı görülüyor. Kötü örneklere ve öykülere bakıldığında ise; mevzuat masada, dosyada, dolapta kalıyor gibi geliyor.

Anlaşılan o ki; bu konuda da denetim sorunu var. İlgililer, yetkililer; mevzuatı hakkıyla uygulamıyorlar.

O zaman, çocuklarımızın ve gençlerimizin güvenliğini kimsenin keyfine bırakmayacağımıza göre; burada da bizim devreye girmemiz gerekiyor. Özellikle Okul Aile Birlikleri üzerinden; servis hizmetlerine de çekidüzen vermemiz gerekiyor.

Çevre Güvenliği

Bir de okulların kapılarına, yollarına, yakın çevrelerine kurulan muhtelif tezgahlar, tuzaklar var. Adi sokak çetelerinden, uyuşturucu pazarlamacılarına, terör ajanlarından fuhuş organizatörlerine kadar; bilumum kötülerin ve kötülüklerin temsilcileri, çocuklarımıza musallat oluyorlar.

Çoğunluğu tenzih ederiz ama; bazı eğitim kurumlarında, şeytanın adamlarına ve adımlarına destek olan öğretmenler, idareciler bile bulunuyor. Emanete ihanet ediliyor, şer odaklarının kötü emellerine alet olunuyor.

İnsanın akıl, ruh, beden sağlığı için; ana rahminden mezara kadar, içinde bulunduğu çevre ve ortam doğru seçilmelidir. Sosyal çevre (insan unsuru), kültürel çevre (değerler sistemi), fiziki çevre (maddi unsurlar) bir bütün olarak ele alınıp; önce amaca uygun hale getirilmeli, sonra da olumsuz etkilerden korunarak sürekliliği temin edilmelidir.

Mevzuatından müfredatına, metodundan usulüne, kadrosundan kurumuna kadar, eğitim güvenliği; dünün olduğu gibi, bugünün ve yarının da temel meselelerinden biri. Devlet-millet işbirliği içinde; iyi planlanmalı, doğru uygulanmalı, kesintisiz denetlenip arızaları giderilmeli.

Zekeriya Erdim

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN