Arama

Prof. Dr. Sefa Saygılı
Ağustos 11, 2017
Pigmeler Maymun-İnsan Arası Canlılar Mı?

Sitemiz Fikriyat 'ta görmüşsünüzdür; Afrika'nın en eski yerlileri, Kamerun ormanlarında yaşayan ve 5 bin yıllık avcılık kültüründen gelen Pigmeler arasında Müslüman bir topluluk bulunuyormuş. Atlas Okyanusu'nun kıyısındaki Kribi şehrine 30 kilometre uzaklıktaki ormanlık alanda bulunan Makure-1 köyünde yaşayan Pigmeler, STK'lar aracılığıyla 2004-2009'da İslamiyet'i seçerek Müslüman olmuşlar. Okuyunca mutlu olduğumuz bu haber aslında az sonra sözünü edeceğim bir gerçeği bir kere daha ispatladı.

Günümüzde yaklaşık 120 bin Pigme olduğu varsayılmakla beraber büyük bir bölümleri, Kamerun'un Atlas Okyanusu'na yakın ormanlık alanlarda hayatlarını sürdürmektedirler.

Pigmelerin yaşadığı yağmur ormanları kereste üretimi ve madencilik sebebiyle hızla tükeniyormuş. Milli Park haline dönüştürülen ormanlarda hayatını sürdüren halkın yaşama alanları ise giderek yok ediliyormuş.

Bilindiği gibi Pigmeler, Orta ve Batı Afrika'nın Atlas Okyanusu'na yakın ormanlık alanlarında yaşarlar ve dünyanın en kısa boylu insanları olarak bilinirler. Aradan binlerce yıl geçmesine rağmen hala sürdürdükleri 'ilk çağ' dönemine ait yaşam tarzlarıyla bilinmektedirler.

Bir de Avustralya'da Aborjinleri ve diğer yerlileri sayabiliriz. Darwinciler bu ilkel yaşantıya sahip kabileleri göstererek evrim teorilerine destek bulduklarını ileri sürmekteler. Güya Pigmeler ve benzerleri maymunluktan insan soyuna geçerken arada takılan ayrı bir türmüş ve zekâları, akıl ve anlayışları maymun ile insan arasında bir yerlerdeymiş.

Aynen mantıksız, akıldışı teorilerini kanıtlamak için evrimciler böyle söylüyorlar. Ancak sitemiz Fikriyat 'ta Pigmelerle yapılan röportajlarda gördük ki gayet mantıklı ve yerinde konuşan, düşüncelerini bildiren insanlar. Evet, ortalama boyları biraz kısa olabilir ama akılları hiç de kısa değil. Zaten Müslüman oluşlarından, İslamiyet'i yaşamalarından bu belli oluyor.

Bu açıdan bakıldığında Batı tarihi hep utanç sayfalarıyla doludur. Bir asır önce, "Afrikalının beyninde düşünceye ayrılan yer çok azdır" diye yazabilen bir İngiliz sömürge psikiyatristi, Afrikalıyı "Beyinsiz Avrupalı" olarak tanımlamak suretiyle onun üzerinde tahakküm kurmayı ve onun elinden sahip olduğu şeyleri almayı meşrulaştırıyordu(*).

Evrim teorisinin babası Charles Darwin de Türkleri aynı şekilde gelişimini tamamlayamamış aşağı bir ırk olarak görüyordu. 03.07.1881 tarihinde W. Graham adlı bir bilim adamına yazdığı mektupta, "Türkler insanlığın insan olmayan numuneleridir. Medeniyetimizin bekası için onları geldikleri Asya steplerine sürmeli veya Anadolu'da imha etmeliyiz" diyecek kadar seviyesiz, önyargılı bir ırkçıydı.

Hâlbuki pigmelerin veya benzer başka yerlilerin diğer insan gruplarından akıl ve zekâ yönünden belirgin farkları yoktur. Bu konuda Tüfek, Mikroplar ve Çelik adıyla dilimize çevrilen kitabında (TÜBİTAK Yayınları, 2016) Jared Diamond derinlemesine bilgiler vermiştir:

Diamond kitabında Yeni Gine ormanlarında yerliler ile geçen bir macerayı aktarmaktadır. Kitapta Batılıların çocukluklarından beri yapmak için eğitim gördüğü işleri bu yerlilerin yapmada yetersiz olduğu anlatılmaktadır. Ama bu yerliler hiç de aptal veya düşük zekâlı değillerdir. Ormandaki en ufak değişiklikleri bile fark edebilirler; yırtıcı bir hayvanın izlerini takip etmede ve eve geri dönüş yolunu bulmada çok iyidirler. Hangi böceklere dokunmamaları gerektiğini ve yiyecekleri nerede bulacaklarını bilirler. Kolaylıkla barınak inşa edip, bu barınakları sökebilirler.

Bu tür ortamlarda vakit geçirmemiş olan Diamond ise bu şeylere dikkatini verme becerisine sahip değildir. Bu işleri yapma konusunda teste tabi tutulsa, o da bu hususta yetersiz kalacaktır. Kısacası bu hususlarda yerliler avantajlıdırlar. Bu da aralarında belirgin anlayış ve öğrenme farkı olmadığını, yerlilerin evrimcilerin sandığı gibi gelişmemiş sayılamayacağını göstermektedir.

(*) Psikolojiye giriş. Kemal Sayar ve Mehmet Dinç. Dem yayınları, 2008.

Prof Dr. Sefa Saygılı

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN