Arama

Prof. Dr. Sefa Saygılı
Temmuz 29, 2017
Robotlar Dünyayı Ele Geçirebilirler Mi?

Geçenlerde okudum, kendisiyle röportaj yapılan tanınmış bir bilim adamımız yapay zekâlı robotların geleceğinden söz etmiş. Giderek daha gelişmişlerinin yapıldığını, bu gidişle insanlığa hâkim olabileceklerini, dolayısıyla insan soyunun tükenme tehlikesinin ortaya çıkabileceğini söylemiş. Robotlara 'fazilet çipi' (hocamız aynen böyle diyor) takılmasını çözüm olarak tavsiye etmiş.

İnsanlığın geleceği adına endişeye sevk edebilecek bu iddia doğru olabilir mi?

Öncelikle söyleyelim, insan beyni bilgisayarlara göre çok boyutludur ve kıyaslamak bile yanlıştır. Bilgisayarlar, her ne kadar bir insanın altından kalkamayacağı problemlerin çözümünde kullanılsa da, şu anda beynin gerçekleştirdiği verimlilikte bilgi işleyemedikleri gibi, beynin gerçekleştirdiği kompleks kognitif aktiviteleri gerçekleştirmeleri de imkânsız görünüyor. Beyindeki milyarlarca nöronun doğal koşullar altında yürüttüğü faaliyetler, doğal uyaranların yapısı ve nöronların bilgiyi tek tek değil de popülasyonlar halinde işleme becerisi bir bilgisayarın neden beyin kadar verimli bir bilgi işleyici olamadığını açıklayabilir.

Çünkü beyin ile duyu organları arasında muazzam boyutta bilgi akışı vardır ve beyin bu uyaranları anlamlandırır, böylelikle kararlar verir. Gelen uyarılar beynin içerisinde sürekli devam eden olağan aktivitenin arasına katılır ve nöronların bunlara hızlı ve verimli yanıtlar üretmesi gerekir. Üstelik uyarılar açık ve net değildir, cevap verilmeden önce bir süzgeçten geçirilmeleri gerekir. Beynimiz bunu başarıyla yerine getirir.

Şimdi programlanmış bilgisayar yerleştirilmiş robotlara geçebiliriz. Bazı bilim kurgu filmlerinde dünyayı ele geçiren ve insanlığı köleleştiren robotlar genel tanımıyla; canlılardan ilham alınarak tasarlanmış, benzer işlev ve davranışlarla çeşitli görevleri yerine getirmesi beklenen makinelerdir. Bütün robotlardaki ortak temel özellik işlevsel olarak programlanabilir olmaları ve kendine yetebilmeleridir.

İşlevsel olarak düşünüldüğünde, kötüye kullanılmasından korkulabilecek robotlar tüm robot âleminin çok küçük bir kısmını oluştururlar. İddia edildiği gibi bilince sahip, insanlığı yok etmeye karar vermiş robotların üretimi ise şu an mümkün olmadığı gibi ufukta da böyle bir ihtimal görünmemektedir. Robotların zeki davranış göstermeleri bir yana, bebeklerin bile kısa zamanda başarabildikleri yürüme, algılama, nesne tutma gibi gerçek dünyada karşılaşılabilecek sıradan görevlerdeki başarıları bile acınacak seviyededir. Henüz dünya üzerinde, bir rehber köpek kadar bilişsel güç sahibi bir robot imal edilmemiştir ve böylesinin gelecekte de yapılması mümkün görünmemektedir.

Bugün beceriksiz, gülünç ve çoğu kişinin gözünde ilginç bir oyuncaktan farksız durumda olsalar da fabrikalarda insana yardımcıdırlar, robot süpürge olarak iş görmektedirler. İnsansı robotlardan gelecekte beklenen ise insanlara yaşadıkları gündelik ortamda yardımcıları olarak görev almaları olacak. Yaşlılara can yoldaşı olabilecekler, rehber robotlar tehlikeli alanlarda çalışabilecekler.

Yani bir kısım maddecilerin iddia ettiği gibi, insanlara eşit veya onlardan daha yüksek bir beyin gücüne ulaşıp bilinç sahibi olmaları mümkün değildir. Nobel ödüllü John Eccles, 'Bilgisayarların bilinci ile ilgili öngörülerde bulunanların saflığına çok şaşırıyorum' diyor ve ekliyor: 'Bilgisayarların yeterli bir karmaşıklık seviyesinde bilinçli öze ulaşabileceklerini iddia etmek için hiçbir kanıt bulunmamaktadır.'

Bilgisayarların yapay zekâları vardır, zekâları ise yoktur. İkisi arasında çok büyük fark vardır. Bilgisayarlar 'bilgisayar olmak nasıl bir şey acaba?' diye merak edemezler. Bir bilgisayarın iç dünyası, duyguları, bilinci, bireysel bakış açısı, problemler hakkında yorumu yoktur, olamaz. İnsan, bilinciyle olayları değerlendirirken bilgisayardaki davranışın sebebi insanların yüklediği elektrik akımıdır. Bilgisayar programlanarak Caspirov'u satrançta yenebilir, çok sayıda matematik probleminin kanıtı sunabilir. Ancak henüz 18 aylık bebeklerin yapabildiği, dili anlayıp kendini ifade etme işini yapacak program üretilmedi.

Kısacası bilgisayarlar zekâyı taklit edebilirler, ama hiçbir zaman bilinç sahibi olamazlar. Davranış sahibi olmalarını canlı, hareketli ve bilinçli olmakla karıştırmamalıdır. İleride çok yüksek zekâlı bir bilgisayar üretilse ve bilinçli gibi davranacak şekilde programlansa bile hiçbir zaman gerçekten bilinçli olması mümkün değildir. Çünkü bilinç beyinden bağımsız, tamamen madde dışı bir varlıktan yani ruhtan doğar.

Biz bu mevcut ruhumuz sebebiyle benliğimizi idrak ediyoruz, düşünme yetilerine sahibiz. İnsan ruhu bedenin ölümünden sonra da hayata devam eder.

Son olarak robotların dünyayı ele geçirebileceklerini zanneden hocamızın rahat olmasını, böyle bir ihtimalin kesinlikle mümkün olmayacağını söyleyerek konuyu tamamlayalım. Çünkü robotlar yapay zekâya sahip olsalar da nihayetinde ruhsuz makinelerden başka bir şey değildirler.

Prof. Dr. Sefa Saygılı

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN