Arama

Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu
Temmuz 31, 2017
Hamamda Tası Yüzen, Kafasına Elma Düşen…

Değerli Okuyucu...

Bazen çok basit zannettiğimiz bir kavramın veya sözcüğün arkasında anlam derinliği ve muhteşem bir gizemlilik yatabilir. Böyle bir kelimeyi veya kavramı cümlelerimizin içerisinde hiç de fazla derinlemesine düşünmeden kullanabiliriz.

İşte, size bir örnek: "Akla gelmek"

Hiç düşündünüz mü "akla gelmek" nedir diye? Aniden aklınıza geliverir. Yolda yürürken, dişinizi fırçalarken, keyifle kahvenizi içerken, bir arkadaşınızla sohbet ederken birdenbire aklınıza geliverir. Tıpkı, Arşimed'in hamamda tası yüzerken, çırılçıplak dışarı fırlayıp "Buldum buldum!" diye bağırması gibi. Sonuçta, Arşimed suyun kaldırma kuvvetini ortaya koymuştur. Veya ünlü İngiliz fizikçisi Newton'un bir elma ağacının altında otururken, kafasına düşen elmadan sonra aklına geliveren, yerçekimi kuvveti gibi. Penisilinin bulunuşu yine bir tesadüf eseridir. Nobel ödülü almış bilim adamlarının hayatlarını okuduğunuz zaman hemen hepsi buluşlarını, çalışmaları esnasındaki bir tesadüfi olay ile ortaya koymuşlardır.

2000 yılının kimya dalında Nobel ödülünü alan G. Macdiarmid, aynı şekilde yanlışlıkla yaptığı bir deneyin sonucunda buluşunu ortaya koymuştur. Yıllardır üzerinde çalıştığı deneyi incelemiş ve bir gün deneydeki hata onun bir anda bilimsel bir gerçeği görmesine neden olmuştur. Ancak, hiçbir buluş tesadüf değildir. Yüce kitap: "Biz katımızdaki ilmi sırası geldikçe indiririz" buyurmaktadır. Zamanı geldiğinde baktığınız, incelediğiniz, araştırdığınız şeyi görmeye başlayıverirsiniz. Göz bakar, bir türlü göremez. Görmeye başladığımızda anlarız ve idrak ederiz. Bakıp da göremediğimiz o kadar çok şey var ki... İlk gördüğümüz anda ağzımızdan çıkan bir "Aaaa"dır. Bu bir şaşkınlığın, hayretin veya heyecanın ifadesidir. Arkasından haklı olarak "Haaa" şeklinde çıkan ses, olayı anlamış ve çözmüş olmanın ifade tarzıdır. Nihayet en sonunda "Yaaa" şeklinde çıkan ses ise, demek bütün olay buymuş demenin diğer bir ifade tarzıdır.

Değerli okuyucu, her buluşun, her keşfin bir vakti, bir zamanı vardır. O vakit ve zaman gelmeden o buluşu yapmak mümkün değildir. Kütüphaneler dolusu kitapları okuyup bitirsek dahi, o buluşu yapamayız. Ancak bilinmesi gereken bir gerçek şudur. Hiçbir çaba, hiçbir çalışma boşuna değildir. Mutlaka bunun karşılığı alınır. Hiçbir emek boşuna değildir. Hiçbir çalışma karşılıksız değildir. Tesadüf eseri olsun veya olmasın ortaya konmuş olan başarının arkasında o anda "akla gelmek" yatar. Akla gelmek, diğer bir anlamda ilhamdır. İşte, ilhamı veren veya ilham eden yüce Allah'tır. Yıllardır üzerinde çalıştığı araştırmaya bakan bilim adamı, bir anda görmeye başlamıştır.

Allah, bizleri bakanlardan değil, görenlerden eylesin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN