Osmanlı'da Ramazan eğlencelerinin merkezi
Rahmet ve mağfiret ayı Ramazan deyince akıllara Eyüpsultan ve Sultanahmet Meydanı gelmekte...
Türk halk müziği bestecisi, söz yazarı ve halk ozanı Neşet Ertaş, beş sene önce bugün 74 yaşında hayata veda ederken ardında kalanlara 'Cahildim Dünyanın Rengine Kandım', 'Neredesin Sen', 'Ah Yalan Dünyada', 'Gönül Dağı', 'Yazımı Kışa Çevirdin' gibi ve daha birçok eser hediye etti.
Neşet Ertaş 1938 yılında Kırşehir'de dünyaya geldi. Babası bağlama ustası Muharrem Ertaş, annesi Döne Ertaş'tır. Sekiz yaşına kadar doğduğu köy olan Kırtıllar Köyü'nde yaşamıştır. Ertaş, ilkokula gittiği yıllarda önce keman, sonra da bağlama çalmayı öğrendi. Babası Muharrem Ertaş ile birlikte yörenin düğünlerinde sazı ile çalıp sesi ile türküler söylemeye başladı. Ertaş, etkilendiği tek kişinin babası Muharrem Ertaş olduğunu söyler. Kendi ifadesi ile şu şekilde ifade eder: "Babamla ben aynı ruhun insanlarıyız."
Neşet Ertaş 1957 yılının sonunda İstanbul'a gelerek ilk plağını 'Neden Garip Garip Ötersin Bülbül' adı ile babası Muharrem Ertaş'a ait bir türküyle çıkardı. Halk tarafından çok beğenilen bu plağı ardından diğer plak, kaset ve halk konserleri devam etti. İki yıl İstanbul'da çalıştıktan sonra Ertaş Ankara'ya yerleşti ve sahne hayatına burada devam etti.
Ertaş, 1978 yılında alkol ve sigara kullanımından dolayı parmaklarından felç geçirdi ve bir süre işsiz kaldı. Kardeşinin daveti üzerine Almanya'ya giderek tedavi oldu. Çocuklarının eğitimi ve sanatsal çalışmalarından dolayı uzun bir süre Almanya'da kalan sanatçı, 2000 yılında İstanbul'da verdiği konserle sahne hayatına geri döndü.
"BEN HALKIN SANATÇISIYIM"
Ertaş, kendisine bir dönem verilmek istenen Devlet sanatçılığı teklifini reddeder. Ve şu açıklamayı yapar: "Hepimiz bu devletin sanatçısıyız, ayrıca bir devlet sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık geliyor. Ben halkın sanatçısı olarak kalırsam benim için en büyük mutluluk bu. Şimdiye kadar devletten bir kuruş almadım, bir tek TBMM tarafından üstün hizmet ödülünü kabul ettim. Onu da bu kültüre hizmet eden ecdadımız adına aldım."
DERS OLARAK OKUTULDU
Unesco Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi kapsamında yapılan ulusal envanterlerden Yaşayan İnsan Hazineleri Türkiye Ulusal Envanterine alınarak yaşayan insan hazinesi kabul edilen Ertaş, 25 Nisan 2011 tarihinde İTÜ Devlet konservatuarı tarafından fahri doktora ödülüne layık görülmüş, bağlamadaki tavrı ve türküleri konservatuarlarda ders olarak okutuldu. Hayatı ve eserleri Doç. Dr. Erol Parlak tarafından iki ciltlik bir kitap halinde yayımlandı.
"İNCİTME CANI"
Ertaş'ın Kırşehir'deki mezar taşında şu yazı yazılıdır: ''Sakin ol ha, insanoğlu. İncitme canı, her can bir kalp , hakk'a bağlı. İncitme canı, incitme.''
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan FİKRİYAT veya fikriyat.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Rahmet ve mağfiret ayı Ramazan deyince akıllara Eyüpsultan ve Sultanahmet Meydanı gelmekte...
İstanbul'da aynı semtte birbirine yakın kütüphaneleri tanıttığımız, Kütüpistanbul'un altıncı...
"Vahyin Mübarek Kıldığı Özgür Belde Kudüs" sergisinde sanatçı Muhammed Hamdi Kasapoğlu'nun,...
Saray, köşk ve sanat galerileri gezerken hiç baş dönmesi, kalp atışlarının hızlanması, titreme,...
Malay bir Müslüman balıkçı tarafından keşfedilen ve bunun sonucunda tahtalar üzerine kurulan...
Filistin halkı yüzyıllardır İsrail'in zulmü altında yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. Fakat...