Arama

  • Anasayfa
  • Tarih
  • Kudüs coğrafyasında casuslar savaşı ve Nili örgütü

Kudüs coğrafyasında casuslar savaşı ve Nili örgütü

Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin kaderini belirleyen Filistin-Suriye Cephesi, büyük devletlerin istihbarat savaşlarına da sahne olmuştu. Kudüs coğrafyasında devlet kurmaya yönelik faaliyetler yürüten Yahudilerin NİLİ adındaki casusluk faaliyeti de bu sahnelerden biriydi. Bu örgüt kurulduktan iki yıl sonra Osmanlı Devleti tarafından deşifre edildi ama bu iki yıl içinde büyük zararlar verdi.

Kudüs coğrafyasında casuslar savaşı ve Nili örgütü
Yayınlanma Tarihi: 28.4.2018 00:00:00 Güncelleme Tarihi: 28.04.2018 13:40

Büyük devletlerin istihbarat savaşlarındaki sahnelerde İngiltere, değişik kaynaklardan yürüttüğü faaliyetlerini, en yaygın ve etkili kullanan devletlerin başında geliyordu. Yahudiler tarafından kurulan ve Filistin-Suriye cephesinde etkili olan NİLİ casusluk örgütü, İngilizlerin Filistin'de kullandığı en önemli istihbarat kaynaklarından biriydi. NİLİ casusları, Osmanlı ordusunun asker sayısı, emir komuta zinciri, karargâh mevkileri, moral durumu vs. gibi hususlarda bilgi toplayıp bunları Mısır'daki İngiliz İstihbarat Servisi'ne ulaştırdı. Bu nedenle NİLİ'nin katkısı, İngiliz ordusunun taktik strateji belirlemesinde ve savaşı kazanmasında önemli rol oynadı.

1915'te Aaron Aaronsohn tarafından kurulan NİLİ casusluk örgütü nedir, nasıl kuruldu ve faaliyetleri nelerdi?

NİLİ CASUSLUK ÖRGÜTÜ'NÜN KURULUŞU

NİLİ, Yahudi botanik uzmanı Aaron Aaronsohn tarafından kuruldu. Romanya'da doğan Aaron, Doğu Avrupa'da alevlenen Yahudi aleyhtarlığı nedeniyle ailesiyle birlikte 1882'de Osmanlı Devleti'ne sığındı. Aaron ve ailesi Hayfa'nın güneyinde Rotschild'in kurduğu Zicron Yakov kolonisine yerleştirildi. Aron, 18 yaşına geldiğinde Rotschild'in bursuyla Fransa'da bir tarım okuluna gönderildi. Aaron, okul yıllarında Filistin'de Yahudi kolonizasyonunun genişletilmesi ve burada bir Yahudi yurdunun kurulması yönünde Siyonist fikirlere kapıldı. Mezuniyetinin ardından Galile tepelerinin yukarısında Lübnan sınırında bulunan Rotschild'in işlettiği Metullah yerleşim yerine ziraat uzmanı olarak görevlendirildi.

Fakat Siyonist fikirleri Osmanlı idarecileri tarafından fark edilen Aaron, Anadolu'ya bir çiftliğe sürgün olarak gönderildi. 1910 yılında Filistin'e dönen Aaron, Athlit'te bir tarım deneme istasyonu (The Jewish Agricultural Experiment Station) kurdu. Aaron, Filistin'de ilk kez yaban buğdayını keşfederek dünya çapında bir üne kavuştu. Bu vesileyle sık sık Amerika ve Avrupa'ya bilimsel seyahatler yapan Aaron, bu arada Siyonizm'in önde gelenleriyle irtibat kurdu.

Birinci Dünya Savaşı Siyonistler için bir fırsat teşkil etti

Aaron, birçok ülkede şiddetli antisemit baskılarına maruz kalan Dünya Yahudiliğinin ancak bağımsız bir devlet kurarak huzura erebileceği kanaatindeydi. Bu devletin adresi, Yahudilerin "arz-ı mevut" olarak dinsel bir fenomene dönüştürdükleri Filistin toprakları olmalıydı. Aaron'a göre, Osmanlı Devleti'nin Yahudilere karşı Filistin'de uyguladığı sıkı iskân ve emlak yasakları bunu imkânsız kılmaktaydı. Bağımsız Yahudi Devleti ancak Osmanlı egemenliğinden kurtulmuş bir Filistin'de kurulabilirdi.

Osmanlı Devleti'nin Almanya'nın bir müttefiki olarak İtilaf Devletleri'ne karşı 1. Dünya Savaşı'na girişi Siyonistler için bir fırsat teşkil etti. Kısa sürede genişleyen savaş, Ortadoğu Coğrafyasında Türk ve İngiliz birliklerini karşı karşıya getirdi. Siyonistlere göre, İngilizlerin olası bir zaferi Filistin'in Osmanlı egemenliğinden çıkıp İngiliz kontrolüne girmesi demekti. Böylelikle, Filistin üzerindeki yasaklar kalkabilir ve bölge Yahudi yerleşimine açılabilirdi. Artık Siyonistlerin tüm gayreti, İngilizlerin savaşı kazanması ve buna mümkün mertebe katkı sağlama yönünde yoğunlaşacaktır.

Kaleyi içerden fethetme

Aaron, diğer Siyonist stratejilerden farklı olarak İngilizlerin kaleyi içerden fethetme yönünde bir strateji belirledi. Buna göre, Filistin'i kontrol eden Osmanlı birlikleri hakkında İngilizlere sağlanacak düzenli bir istihbarat, bölgenin İngiliz istilasına açılmasını kolaylaştırabilirdi. Aaron bu doğrultuda, Filistin'de NİLİ adıyla bilinen kendi istihbarat örgütünü oluşturdu.

Nili, Tevrat'ta geçen ve Türkçe karşılığı "İsrail'in ihtişamı aldatmaz" olan İbranice "Nezah Israel lo Yeshaker"in baş harflerinden oluşuyordu. Örgütün çekirdek kadrosu 40 üyeden oluşmaktaydı ve bu üyeler farklı meslek gruplarına mensuptu. Üyelerin yaşları 24 ile 27 arasında değişiyordu.

Örgütün Filistin'deki faaliyetlerini Aaron'un kız kardeşi Sarah, Le Tzion yerleşiminden Naaman Belkind ve Güney Filistin'de Hamagan adlı istihbarat örgütünü kuran eski Haşumer üyesi Yosef Lishansky yürütmekteydi. Naaman Belkind, Filistin'in güneyinde bir Yahudi yerleşimi olan Rishon Leziyyon'da açılan cephede faaliyet göstermekteydi. Kardeşi Eytan Belkind ise, Osmanlı Devleti'nin güney Cephesi'nde merkezi Şam'da bulunan IV. Ordu'nun çekirgeyle mücadelede ofisinde görevliydi. Ordudaki konumunu kullanan Eytan, Transürdün ve Havran'da İngilizler lehine istihbarat çalışmalarıyla meşguldü.

ÖRGÜTÜN FAALİYETLERİ

Avrupa ülkelerine kolayca seyahat etme imkânı

Aaron, savaşın başında IV. Ordu'da Cemal Paşa'nın danışmanlığına getirildi ve çekirgelerle mücadelede ofisinde görevlendirildi. Kendisine ilmi araştırmalarda bulunmak üzere Osmanlı polisi tarafından bir "seyahat vesikası" sağlandı. Aaron, bu sayede Filistin, Suriye ve Lübnan'daki üst düzey askeri ve sivil otoritelerle bağlantı kurdu. Ayrıca, Berlin, Viyana ve İsviçre gibi Avrupa ülkelerine kolayca seyahat etme imkânı buldu.

Cemal Paşa'ya yakınlığını kullanan Aaron, 1916 Haziranında Osmanlı Devleti'nin Arap eyaletlerinin savunma planlarını ele geçirdi ve bu hayati bilgileri Londra'daki İngiliz istihbarat servisiyle paylaştı. Ayrıca, İngiliz ordusunun Filistin ve Suriye'deki su sorununu bölgede bulunan su kaynaklarını göstererek çözebileceğini vaat etti. İngilizlerin dikkatini çeken Aaron, G.H Fitzmaurice ve Mark Sykes gibi İngiliz devlet adamlarıyla sıkı bir Filistin pazarlığına girdi.

Aaron, İngilizlerin savaş sonunda Filistin'de kurulacak bir Yahudi egemenliğini tanıması şartıyla, savaşta kendilerine istihbarat desteği sağlayabileceğini vurguladı. Nihayet İngilizleri ikna eden Aaron, Filistin'deki Yahudilerin İngilizler lehine yürüteceği istihbarat faaliyetlerini yürütmek üzere Kahire'deki İngiliz üssünde görevlendirildi.

Kardeşi Sarah idare etmeye başladı

Aaron'un Filistin'den ayrılmasından sonra NİLİ'nin casusluk faaliyetlerini kardeşi Sarah idare etmeye başladı. NİLİ, İngiliz istihbaratının I. Dünya Savaşı'nda kullandığı en önemli gönüllü casusluk teşkilatını oluşturdu. Örgüt, çoğunlukla yaşları 24 ile 27 arasında amatör gençlerden oluşmaktaydı. Kısa sürede büyüyen örgüt, sayıları binleri bulan geniş bir casus ağına sahip oldu.

Örgütün casusluk faaliyetleri, başlangıçta Athlit'le sınırlıyken kısa sürede tüm Filistin ve Suriye'yi içine alan geniş bir sahaya yayıldı. NİLİ, Filistin ve Suriye'de konuşlanmış olan Osmanlı birliklerinin asker sayısı, cephe durumu, lojistik ve destek yapısı, mevzileri ve yer değiştirmesi ve birliklerin kullandığı kara ve tren yolların durumu vs. gibi birçok konuda istihbarat toplamaya başladı. Örgüt, "arz-ı mevut" ve "bağımsız İsrail" idealizmiyle efsunladığı genç ve cazibeli Yahudi kızlarını Müttefik subaylarına ulaşmada kullanmaktaydı. Kadın ajanlar, askeri otoritelerle kurdukları ilişkiler sayesinde Müttefik ordusu hakkında hayati bilgilere ulaşmaktaydı.

NİLİ'nin Filistin'deki en yüksek otoritesi Sarah Aaronhson, kimi zaman Kudüs, Hayfa, Tiberia, Nasıra ve Şam gibi askeri hareketliliğin yoğun olduğu şehirlere istihbarat amaçlı seyahat etmekteydi. Sarah, bu seyahatlerinde Türk ordusunun hareketi, birliklerin durumu, ahalinin morali vs. hususlarda bilgiler toplamaktaydı. Bunlardan birinde Yossef Lishansky ile birlikte 12 günlük Filistin seyahatine çıkan Sarah, özellikle genç subayların uğrak yeri olan Kudüs ve Şam'ın gözde otellerinde önemli bilgilere ulaşmıştı.

İngilizlerin Filistin'deki istihbarat üssü

Filistin-Suriye Cephesi'ne dağılan NİLİ ajanlarının topladığı istihbarat, İngilizlerin Filistin'deki istihbarat üssü durumunda bulunan Athlit'teki Tarım Deneme İstasyonu'nda toplanırdı. Bu istihbarat, Sarah ve örgütün diğer idarecileri tarafından belli günlerde Mısır'daki İngiliz İstihbarat Ofisi'ne ulaştırılmaktaydı. NİLİ, Mısır'la irtibatı farklı metotlarla sağlamaktaydı. Örgüt, başlangıçta kurye sistemini kullandı. Bu sistem, NİLİ'nin öncülerinden Absalom Feinberg adlı Siyonistin Mısır'daki İngiliz istihbaratıyla iletişim kurmasından sonra kuruldu. Önemli bilgiler, yazılı raporlar şeklinde bölgeye gelen İngiliz ajanlarına verilmekteydi. Çok özel bilgiler, düzenli olarak Yafa sahillerine inen İngiliz devriye gemisi Monegam'a (casuslar Menachem diyordu) verilmekteydi.

Renkli çamaşırlar, sahilde Türk devriyelerinin bulunduğunu haber veriyordu

Casuslar, Tarım Deneme İstasyonu'nun balkonuna astıkları çamaşırla Monegam'a işaret vermekteydi. İstasyona asılan beyaz çamaşır, sahilin güvenli ve yolun açık olduğu anlamına gelmekteydi. Renkli çamaşırlar, sahilde Türk devriyelerinin bulunduğuna ve bir temasın olamayacağına işaretti. Geminin geldiği gecelerde Sarah, çay ve kumar partileri düzenliyor, bölgede konuşlanmış Türk birliklerinden önemli şahısları davet ederek dikkatlerini dağıtıyordu.

Sahile inen casuslar, Arap botçuların yardımıyla gemiye taşınıyordu. Casuslar, bu ameliyede Arap işbirlikçilerle ortak hareket ediyordu. Gemiye taşınan casuslar, deri bir çanta içinde muhafaza ettikleri istihbaratı İngiliz yetkililere veriyordu. Karşı taraftan da, değişik belge, gazete haberleri ve çalışmalarında kullanmak üzere bol miktarda altın alıyorlardı. Bu alışverişte tehlikeli anlar da yaşanıyordu. Örneğin bir defasında Alman denizaltısı komutanı Athlet'e çıkmış, sahile dönerken oradan uzaklaşmakta olan Monegam gemisini fark etmişti. Fakat Alman komutan, sisli havada geminin kimliğini tespit edememişti. Bu sistem, 1915 yılının sonlarında uygulandı. Fakat kötü hava koşulları ve hatalar bu sistemin başarısız olmasına neden olmaktaydı.

Bu gibi durumlarda, örgütün ajanları çok tehlikeli bir yolculuğu göze alarak kayıklarla Mısır sahillerine geçmekte ve İngiliz istihbaratıyla direkt temas kurmaktaydı. İvedilik içermeyen bilgiler, İbranice notların bulunduğu şişelerle denize bırakılıyor ve Monegam'ın alması sağlanıyordu.

OSMANLI ALEYHİNDE PROPAGANDA FAALİYETLERİ

NİLİ, casusluk faaliyetlerinin yanı sıra Osmanlı aleyhinde propaganda faaliyetleri de yürüttü. İngiltere ve ABD'de bulunan NİLİ ajanları, Londra'da Arnold Toynbee'nin propaganda biriminde geliştirilen Türk karşıtı propagandaları yayarak ABD'yi İngiltere safında savaşa sokmaya çalıştı. Örgüt bu doğrultuda, dünya kamuoyuna Osmanlı Devleti'nin Filistin'de yaptığı sözde Yishuv zulmü ile ilgili kendi uydurduğu hikâyeleri servis etti.

Örgüt, 1917'nin sonlarında Ermeni ajanlar ile işbirliği yaparak Cemal Paşa'nın Osmanlı Hükümetine karşı bir darbe hazırlığında olduğunu ve bu hususta İngilizlerle bir antlaşma yaptığı söylentisini yaydı. Örgütün propaganda faaliyetleri, Türk-İngiliz savaşlarının kızıştığı Filistin-Suriye Cephesi'nde de etkili oldu. NİLİ ajanları, savaştan bıkan Filistin insanı arasında panik çıkarmak, halkın moralini bozmak ve halkı hükümete karşı isyana davet etmek yönünde psikolojik savaşın en ince hünerlerini kullandı.

NİLİ'nin casusluk faaliyetleri, Filistin'de etkili bazı Yahudi örgütleri arasında tepkiyle karşılandı. Bunların başında Haşumer (İbranice "koruyucu") Cemiyeti gelmekteydi. 1909 yılında Filistin'de bir işçi hareketi olarak kurulan Haşumer, Filistin'de yerleşik Yahudilerin tarımsal faaliyetlerinde güvenliğini sağlıyordu. Aynı zamanda Yahudilerin Filistin'de muhaliflerine karşı da kurduğu ilk savunma örgütüydü. Sonradan İsrail ordusunun çekirdeğini oluşturan Haganah'ın temelini teşkil etti.

Haşumer, NİLİ'nin İngilizler lehine yürüttüğü casusluk faaliyetlerinin Filistin'deki Yahudi yerleşimlerini riske attığını düşünmekteydi. Bu hususta NİLİ'nin liderlerini sert bir dille uyaran Haşumer, zamanla NİLİ'yi ortadan kaldırmaya yönelik bir politika takip ettiyse de bunda başarılı olamadı.

KİMDEN GÜÇ ALDILAR?

Nili örgütü ortaya çıktıktan sonra Cemal Paşa'nın zaafı ve o günkü şartlarda işlerinin yaver gitmesi sayesinde, casusluk için kolay bir hareket sahası buldu. Ziraat mühendisi olan ağabey Aaron, bölgede ortalığı kasıp kavuran çekirge istilasıyla mücadele etme bahanesiyle her yere girdi. Zaten Cemal Paşa, istedikleri yere girebilmeleri için kendilerine bir tezkere vermişti. Onlar da gittikleri yerlerde çok sayıda stratejik bilgiyi kolayca topladılar. Bu bilgileri, o yıllarda Filistin'de Osmanlıya karşı savaşan İngilizlere verdiler. Karşılığında ise Filistin'de bir Yahudi devletinin kurulması noktasında diplomatik destek aldılar. Antisemitik olan bazı İngiliz diplomatların sempatisini kazandılar. Böyle daha sonra kurulacak olan İsrail'in işi daha da kolaylaştı.

BİR KURYE GÜVERCİNİNİN YAKALANMASI ÖRGÜTÜ AÇIĞA ÇIKARDI

Necmettin Alkan, Aaron'un hatıralarından yola çıkarak Nili'nin Filistin ve Lübnan bölgesindeki faaliyetlerini şöyle sıralamış: "Bilgi toplanması, elde edilen bilginin gönderilmesi, Kahire'deki İngiliz İstihbarat Merkezi ile irtibatlı olunması, Athlit'teki Tarım Merkezi'nin İngiliz savaş gemisi Managem'la iletişime geçmesi ve Amerikalı Yahudilerin Filistin'de ihtiyaç sahibi Yahudiler için gönderdikleri paraların altına çevrilmesinin kontrol edilmesi."

Faaliyetlerinden ayda 300-400 sterlin alan NİLİ üyeleri, İngiliz Lawrence'nin yardımıyla amaçlarına ulaşmaya çalışmış. Örgüt aynı zamanda İngilizlerin dünya kamuoyunu etkilemek için kurguladıkları Türklerin bölgede Yahudileri katlettiği haberini yayma konusunda yardımcı olmuştur.

NİLİ ÖRGÜTÜ DAĞITILDI AMA HEDEFLERİNE ULAŞTI MI?

Osmanlı Devleti, Yahudilerin yaptığı casusluk faaliyetlerinden şüphelenmekle birlikte NİLİ'yle alakalı somut bir belgeye uzun süre ulaşamamıştır. Engle ve onu referans alan kaynaklar, NİLİ'nin çöküşünü Sarah'ın kullandığı haber güvercinlerinden birinin Türklerin eline geçmesiyle birlikte başlatmıştır. Casusların haberleşmede kullandıkları kurye güvercinlerden bir tanesinin ele geçirilmesi neticesinde, daha doğrusu bu güvercinlerden birinin bir idarecinin güvercinleri arasına karışmasıyla birlikte bu örgütün faaliyetlerinden haberdar olundu.

Nili'nin faaliyetleriyle İsrail'in kurulması arasında ciddi bağlantı var. Bu faaliyetleri İsrail'in kurulma sürecini kolaylaştırmıştır. Bu yüzden dağıtılsalar da maksatlarına ulaşmışlardır. Ayrıca Arap-İsrail çatışması gibi günümüze kadar süre gelen Orta Doğu'daki mevcut karmaşaya zemin hazırladılar.

Derlenmiştir.
Dünyabizim- Kudüs Coğrafyasında Yahudi Casuslar ve Nili Örgütü
Necmettin Alkan- Ortadoğu'da Casuslar Savaşı-Nili
Düzce Üniversitesi, Yrd. Doç. Dr. Celil Bozkurt- I. Dünya Savaşı'nda
Filistin Suriye Cephesi'nde Nili Casusluk Örgütünün Faaliyetleri

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN