Arama

Bir kültürel miras alanı “Fethiye Camii”

İstanbul’un dini kültürel mirası, farklı durumlar, biçimler ve işlevlerde varlığını devam ettiren yaklaşık otuz tane eski Bizans kilisesi ve şapelinin maddi kalıntılarını içeriyor. Şehrin tarihi yarımadasının beşinci tepesindeki Çarşamba semtinde yer alan ve Fethiye Camii olarak adlandırılan yapı, 12. Yüzyılda Pammakaristos kilisesi olarak inşa edilmiş ve geç 16. yüzyılda camiye dönüştürülmüştür.

Bir kültürel miras alanı “Fethiye Camii”
Yayınlanma Tarihi: 18.4.2018 00:00:00 Güncelleme Tarihi: 19.04.2018 00:17

Fethiye Camii, Fatih Çarşamba'da, Balat Mahallesi Fethiye Kapı Sokağı'nda yer alır. Bizans devrinden kalma Pammakaristos Manastırı'nın kilisesidir. Manastır 1292-1294 yıllarında, İmparator VIII. Mikhael'in yeğeni Prostostratos Mikhael Glabas Tarkhaniotes tarafından inşaa ettirilmiştir.

1310-15 yıllarında Tarknaniotes'in ölümünden sonra eşi Maria Dukaena kilisenin güney kısmına mezar kilisesi olarak kullanılmak üzere bir paraklesion yaptırmıştır. Manastır, İstanbul'un fethinden sonra Patrik II. Gennadios tarafından Patriklik makamı olarak seçilmiş ve Havariyun Kilisesi'nden buraya taşınılmıştır. Patrikhane olarak kullanıldığı dönemde kompleks büyük ölçüde genişletilmiş, yemekhane, fırın, mutfak ve hücreler eklenip, çevre duvarları yenilenmiştir.

Yine bu dönemde, Azize Euphemia, Salome, İoannes Khrysostomos'un rölikleri ile İmparator I. Aleksios Komnenos'un kemikleri Pantokrator Kilisesi'nden buraya getirilmiştir.

GÜRCİSTAN VE AZERBAYCAN'IN FETHİ HATIRASINA

Sultan III.Murat (1574-1595) zamanında 1590'a doğru, çevresi Türk mahalleleri ile çevrilen Pammakaritos Kilisesi, Gürcistan ve Azerbaycan'ın fethi hatırasına binaen "Fethiye" adı ile camiye çevrilmiştir.

Saray mimarlarından Dalgıç Ahmet tarafından, kilisenin apsis kısmı yıktırılarak yapıya içinde mihrabın da bulunduğu kubbeli bir mekân eklenmiş, esas ve yandaki ek binada olan sütunlar kaldırılarak, kubbeler ve tonozlar büyük kemerlerle desteklenmiştir.

Ayrıca Sadrazam Sinan Paşa tarafından caminin batı tarafına, avlu çevresini üç yönde saran bir medrese ilave edilmiştir. Avluyu "U" biçiminde saran bu medrese ile Fethiye Camii, on altıncı yüzyıl mimarisinin avlusu medreseli cami tipinin bir örneğini oluşturmuştur.

BAROK MİMARİ TARZINDA BİR MİNARE

Camii 1641'deki Balatkapı yangınında zarar görmüştür. Güney cephesindeki kapısı üzerinde yer alan kitabeden anlaşıldığı üzere 1845'de bir tamirat görmüştür ki barok mimari tarzındaki minaresi büyük olasılıkla bu tamiratta yenilenmiştir.

20 yy. başlarında medresesinin üstüne Mimar Kemalettin Bey tarafından çizilen projeye göre bir ilkokul inşa edilmiş ve dış avlu duvarları kaldırılarak külliyenin bütünlüğü bozulmuştur. 1936–1938 yılları arasında Vakıflar İdaresi tarafından Y.Mimar Süreyya Yücel'in yönetiminde yeniden restore edilen camii, Müzeler Müdürlüğü'nün idaresine verilmiştir. 1949'da yapılan çalışmalarda, naosun altında 28 sütunlu bir sarnıç bulunmuştur.

Uzun yıllar bakımsız kalan yapının, Amerikan Bizans Enstitüsü tarafından 1955 yılında mozaik ve freskoları açığa çıkarılmış, restore edilmiş, ayrıca Türk döneminde yapılan kemeri sökülüp, yerine eski haline uygun sütunlar yapılmış, böylece ek mezar şapeli orijinal görünümüne kavuşturulmuştur. Yapı 1960'lı yıllarda yeniden camii olarak ibadete açılmıştır.

MİMARİ ÖZELLİKLERİ

Pammakaristos Manastırı Kilisesi, kapalı Yunan haçı planlı, üç nefli bir kilisedir. Duvarları taş ve tuğla karışımıdır. Bir sıra çapraz tonozla örtülü narteksi, kilise camiye çevrildikten sonra yontularak altı köşeli payeler haline getiren taşıyıcılarla iç mekâna açılmaktadır.

Orta mekândaki dört büyük sütunun üzerini, etrafına 12 pencere açılmış olan yüksek kasnaklı bir kubbe örter. 5 m. çapındaki bu kubbe, dört kemerin üzerine oturan dört pandantifle taşınmaktadır. Kubbe kasnağı dıştan ince yarım sütun demetlerine binen kademeli kemerler ve dalgalı testere dişli tuğla kornişlerle süslenmiştir.

Büyük kilisenin güney tarafına yapılmış olan şapelin planı da, kapalı Yunan haçı şeklindedir. Son devir Bizans mimarisinde çokça uygulanan dekoratif tuğla örgülü cephesi, pencere ve sağır kemerlerle hareketlendirilmiştir.

İki pencereli narteksinin üzeri 2.30 m çapında bir kubbeyle, orta mekânın üstü ise yine etrafına sekiz pencere açılmış yüksek kasnaklı bir kubbe ile örtülüdür. Yarım yuvarlak apsisin iki yanında iki küçük hücre vardır.

ÇARPICI GÜZELLİKTE MOZAİK VE FRESKLER

İtalyan Rönesansı etkilerinin görüldüğü Pammakaristos mozaik ve freskleri, Kariye' dekiler kadar çarpıcı olmasa da görülmeye değer güzelliktedir. Kubbenin içini ortada pantokrator Hz. İsa, yan taraflarda ise Tevrat Peygamberlerinin tasvir edildiği mozaikler süsler.

Apsis yarım kubbesinin içinde ise ortada İsa, bir tarafında Meryem, diğer tarafında Hz. Yahya'nın resmedildiği mozaik vardır. Kemer ve tonozlarda da çeşitli azizler betimlenmiştir.

Günümüzde, kuzey kilise hala camii olarak kullanılmaktadır. Şapel ise onarıldıktan sonra Ayasofya Müzesi'ne bağlı bir birim haline getirilmiş ve 2006′ da müze olarak ziyarete açılmıştır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN