Arama

Osmanlı’da kurulan ilk tiyatro ve mûsiki mektebi: Dârü’l-bedâyi Osmani

İstanbul Şehir Tiyatrosu'nun ilk şekli ve adı olan ‘Dârü’l-bedâyi Osmani’ ilk temsillerin verildiği, ilk tiyatro oyunlarının oynandığı ve ilk konservatuar olma özelliği taşıyor. 'Dünya Tiyatrolar Günü' kapsamında, Osmanlı’nın ilk tiyatro ve mûsiki mektebi olan Dârü’l-bedâyi Osmani’yi yakından tanıyalım.

Osmanlı’da kurulan ilk tiyatro ve mûsiki mektebi: Dârü’l-bedâyi Osmani
Yayınlanma Tarihi: 27.3.2018 00:00:00 Güncelleme Tarihi: 27.03.2018 15:02

Osmanlı Maârifi'nin teşkilatlanma sürecinde açılan okullar içerisinde bulunan mûsikî mektepleri mûsikî tarihimiz açısından önemli bir yere sahip. Başta İstanbul olmak üzere ülkenin çeşitli yerlerinde pek çok mûsikî okulu kuruldu. Başlangıçta bazı dernek ve cemiyetlerin bünyesinde bulunan küçük çaptaki topluluklar zamanla yerlerini profesyonel mûsikî eğitimi veren mekteplere bıraktı. İşte bu noktada Osmanlı'da kurulan konservatuvar niteliğindeki ilk musiki okulundan yani 'Dârü'l-bedâyi Tiyatro ve Mûsikî Mektebi'nden bahsetmek mümkün.

Osmanlı'da kurulan konservatuvar niteliğindeki ilk mûsikî okulu Darülbedayi. İstanbul Belediye Başkanı Cemil Paşa'nın (Topuzlu) desteği ile açılan okul, resmi olarak 1914 yılında kurulur. Okul kurulurken deneyim ve görüşlerinden faydalanmak için Paris'ten ünlü tiyatro eleştirmeni Andre Antoine davet edilir. Bir tiyatro okulu olarak açılması düşünülen konservatuvara sonradan Batı ve Türk Mûsikîsi eğitimi veren bölümler açılır. Okulun ismi ilk başta "konservatuvar" olarak düşünülmüş ise de Namık Kemal'in oğlu Ali Ekrem'in (Bolayır) önerisiyle "Dârü'l-bedâyi Osmani" adını alır.

HOCALARIN ARASINDA TANBÛRÎ CEMÎL BEY DA BULUNUYORDU

Darülbedâyi, Şehzadebaşı'nda bulunan vilayete ait Letafet apartmanında eğitime başlar. Mûsikî hocaları arasında Ali Rıfat Bey (Çağatay), Zekâizade Ahmet Efendi (Irsoy), Leon Hancıyan, Abdülkadir Töre, Zeki Üngör, Zati Arca ve Tanbûrî Cemîl Bey bulunuyordu. Okulun ilk "müzikli temsili" 12 Ocak 1916'da verildi. Oyun öncesi rast makamında eserler çalınmış oyunun sonunda verilen konserin giriş taksimini ise Tanbûrî Cemîl Bey yapmıştır.

Birinci Dünya Savaşı'nın olumsuz atmosferinde Batı mûsikîsi şubesi kapanır. Batı mûsikîsi şubesinin kapanmasından sonra iki yıl kadar Türk mûsikîsi eğitim ve icraları devam eder ancak maddi sıkıntılar yüzünden 1916 yılında bu bölümünde kapısına kilit vurulur.Kapatılmadan önce Türk mûsikîsi eserlerinin notaya alınmasına karar verilir. Ancak bu hizmet daha sonra kurulacak olan Darülelhan'da gerçekleşebilecekti…

TİYATRO ÇEŞİTLİ SIKINTILARA RAĞMEN DEVAM ETTİ

Mûsikî şubelerinin kapanmasının ardından tiyatro faaliyetlerine devam edildi. Çeşitli sıkıntılar yüzünden dönem dönem kapanma noktasına gelen kurum 1931 yılında İstanbul Belediyesine bağlı olarak İstanbul Şehir Tiyatrosu adını aldı (Muhsin Ertuğrul İstanbul Şehir Tiyatrosu).

Ne Osmanlı arşivinde ne de başka bir kaynakta Darülbedayi'ye ait mûsikî ders programı, müfredat bilgisi, imtihan cetveli ya da başka bir vesika bulunamadı. Eğitim kadrosuna baktığımızda ise dönemin en önemli mûsikî adamlarını görmek mümkündü. Türk Mûsikîsi nazariyatında Abdülkadir Töre, Batı mûsikîsinde Zati Arca, Zeki Üngör, Türk mûsikîsi icrasında Tanburi Cemil Bey, Leon Hancıyan ve Ali Rıfat Bey alanlarındaki en yetkin isimler arasındaydı.

Dârü'l-elhan Mûsikî Mektebi Nağmeler evi anlamına gelen Darülelhan ise Osmanlı'da kurulan ilk sistemli konservatuvardı. Darülbedayi'deki mûsikî şubelerinin kapatılmasının ardından kurulmasına karar verilen okulun ilk amaçlarından biri Klasik Türk Mûsikîsi repertuarını notaya almak ve gerekli tashihatları yapmaktı. Bu görev Darülbedayi'de düşünülmüş ancak yerine getirilememişti.

Bir nevi konservatuvar eğitim modelinin benimsendiği bu okulda dönemin Batı konservatuvarlarından ayrı olarak üç mûsikî türünde müfredat uygulandığı görülüyordu. Halk mûsikîsi icra anlamında uygulanmasa da nazari olarak işlenmekteydi. Ayrıca ilk türkü derleme çalışmaları yine bu okulun çatısı altında başladı.

Tarihteki ilk konservatuvar on sekizinci asırda Napoli'de kimsesiz çocukların sanatla ilgilenmeleri amacıyla kurulmuştu. Bu nedenle ne Darülbedayi ne de Darülelhan'a konservatuvar adı verilmedi. Bu isim daha çok Cumhuriyet'ten sonra benimsenerek mûsikî okullarında kullanılmaya başlandı…

Derlenmiştir.
Uluslararası Müzikoloji Dergisi: Osmanlı'nın mûsikî okulları

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN