Arama

  • Anasayfa
  • Gündem
  • Bir Misak-ı Milli toprağı Menbic için 1921'de nasıl yanıltıldık?

Bir Misak-ı Milli toprağı Menbic için 1921'de nasıl yanıltıldık?

Bir Misak-ı Milli toprağı Menbic için 1921’de nasıl yanıltıldık?
Yayınlanma Tarihi: 19.3.2017 13:15:00

"Bir Misak-ı Milli Toprağı Menbic ve Tarihi" kitabında, 1921’de İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan ve bölgede Arap nüfusunun fazla olduğuna dair tespitin yer aldığı raporun hatalı olduğu savunuldu.


Münbiç’le ilgili ilk arşiv çalışması olan "Bir Misak-ı Milli Toprağı Menbic ve Tarihi" başlıklı kitapta, bölgenin demografik yapısına ilişkin 1921’de İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan ve bölgede Arap nüfusunun fazla olduğuna dair tespitin yer aldığı raporun hatalı olduğu, Heyet-i Vekile’nin de bu nedenle bölgede Araplardan oluşan özel bir idare kurulmasını uygun gördüğü savunuldu.

Terör örgütü PKK/PYD’nin, Suriye’nin kuzeyindeki, idaresini üstleneceğini iddia ettiği ve sözde "sivil yönetim" kurduğu Münbiç’e ilişkin ilk kapsamlı araştırma, tarihçi Enes Demir tarafından "Bir Misak-ı Milli Toprağı Menbic ve Tarihi" adıyla kitaplaştırıldı.

Eserde, Fırat Kalkanı Harekatı’nın gerc¸ekles¸tirildigˆi bo¨lgenin yaklas¸ık bin yıldır Tu¨rk ve bin 400 yıldır I·slam topragˆı olduğu, Osmanlı Devleti’nin bölgeyi uzun bir mu¨ddet idare ettiği ancak Birinci Du¨nya Savas¸ının ardından bo¨lgenin Tu¨rk idaresinden c¸ıktığı anlatıldı.

"MENBİÇ, MİSAK-I MİLLİ SINIRLARINA DAHİL"
Türkiye’nin, tarihi, ku¨ltu¨rel, sosyal, birc¸ok yo¨nden sarsılmaz bagˆlarının oldugˆu bo¨lgede bulunma nedeninin, bo¨lgenin tarihini bilmekle daha iyi anlas¸ılacağı vurgulanan kitapta, Tu¨rkiye sınırına yaklas¸ık 35-40 kilometre mesafede yer alan Münbiç’in Misak-ı Milli sınırlarına dahil olduğunun altı çizildi.

Ankara’daki memurların, Misak-ı Milli’deki "is¸gal edilmemis¸ bo¨lgelerdeki I·slam c¸ogˆunlugˆunun birbirinden ayrılmayacak kadar bir bu¨tu¨n ve buradaki toprakların vatanın bir parc¸ası olduğu"na yönelik ibareleri "adeta unutarak" bir rapor yazdığı savunulan kitapta, şu değerlendirmelere yer verildi:

"6 Ocak 1921 tarihli bu raporda, Menbic’in merkezinin C¸erkezlerden, ko¨ylerinin ise Araplardan olus¸tugˆu ifade edilerek, o an kontrolu¨mu¨z altında olan Menbic’in Tu¨rkiye idaresine alınamayacagˆı hususu Bakanlar Kuruluna sunulmus¸tur. Bunun u¨zerine Heyet-i Vekile, tamamen Arap olan Menbic’de dogˆrudan Tu¨rk idaresinin tesis edilmesinin uygun go¨ru¨lmedigˆini, burada Araplar tarafından o¨zel bir idarenin kurulmasını, s¸ehrin asayis¸ ve gu¨venligˆinin ise Kuvayımilliyemiz tarafından idare edilmesinin uygun olacagˆıyla ilgili bir karar almıs¸lardır. Bu karar Menbic ile birlikte aynen Rakka ic¸in de tutanagˆa gec¸irilmis¸tir. I·c¸is¸leri Bakanlıgˆı tarafından hatalarla dolu olarak hazırlanan ve Heyet-i Vekile’ye sunulan bu rapor, Menbic ve Rakka’nın go¨z go¨re go¨re ve irademizle elimizden c¸ıkmasına neden olmus¸tur."

Kitapta, raporda yer alan "Bo¨lgenin tamamı Araptır" ifadesinin yanlıs¸ olduğunun da altı çizildi.

"MENBİC VE RAKKA’NIN ASAYİŞİNİ KUVVTLERİMİZ İDARE EDECEK"

Tu¨rkiye’nin bir an o¨nce daha c¸ok Tu¨rk olan topraklarda gu¨venligˆi sagˆlamak istemenin o do¨nemin devlet adamlarının bir du¨s¸u¨ncesi olabileceği ifade edilen kitapta, şunlar kaydedildi:

"Bu kararnamenin, olumlu bir yo¨nu¨ de vardır ki o da Türkiye’nin bölgeyle tamamen ilişkisini kesmemesi, askeri olarak bölgede kontrolü elinde bulundurmak istemesidir. Menbic ve Rakka’nın gu¨venligˆi ve asayis¸inin kuvvetlerimiz tarafından idare edilmesinin mu¨nasip olacagˆı kararı do¨nemin s¸artlarında olumlu bir karardır.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN