Arama

Polonya bandosundan Erdoğan sürprizi!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda tarafından resmi törenle karşılandı. İki cumhurbaşkanının karşılama töreninde yer alan bazı ülkelerin büyükelçilerini selamlamaları sırasında askeri bando Dede Efendi'nin 'Ey büt-i nev eda' isimli eserini çaldı.

Polonya bandosundan Erdoğan sürprizi!
Yayınlanma Tarihi: 17.10.2017 00:00:00 Güncelleme Tarihi: 17.10.2017 19:02

Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda gerçekleşen karşılama töreninde Duda ve Erdoğan, heyetlerini birbirine takdim etti. İki Cumhurbaşkanının tören alanındaki yerlerini anlamalarının ardından Türkiye ve Polonya milli marşları çalındı. Erdoğan ve Duda, tören kıtasını denetledi. Erdoğan, tören kıtasını "Merhaba asker" diyerek selamladı. İki cumhurbaşkanı daha sonra tokalaşarak gazetecilere poz verdi. İki cumhurbaşkanının karşılama töreninde yer alan bazı ülkelerin büyükelçilerini selamlamaları sırasında askeri bando Dede Efendi'nin 'Ey büt-i nev eda' isimli eserini çaldı.


Dede Efendi'nin en bilinen şarkılarından biri olan Ey büt-i nev edâ, klâsik Türk müziğinin en nadide eserlerinden biridir. Hicaz makamında olan Dede Efendi'nin eşsiz bestesinin güftesini, Enderûnî Vâsıf yazmıştır. Semaî usulünde söylenen bu şarkının sözleri ise şu şekildedir:

Ey büt-i nev edâ olmuşum müptelâ
Âşıkım ben sana iltifât et bana
Yâr yâr
İltifât et bana, âşıkım ben sana
Gördüğümden beri, olmuşum serseri
Bendenim ey peri, iltifât et bana
Âh âh
İltifât et bana, âşıkım ben sana
Hâsılı bunca dem, ben senin bendenem
Gel gül ey gonca fem, iltifât et bana
Yâr yâr
İltifât et bana, âşıkım ben sana

DEDE EFENDi KiMDiR?

19'uncu yüzyılın en büyük Türk bestecisi olan Dede Efendi, 9 Ocak 1778'de İstanbul'da Şehzadebaşı'nda doğdu. Babası Cezzar Ahmet Paşa'nın mühürdarı Süleyman Ağa, emekli olarak İstanbul'a gelince Şehzâdebaşı'ndaki Acemoğlu Dede Efendi Hamamı'nı satın alıp işlettiği için İsmail Dede Efendi'ye "Hammamîzade" denilmiştir.

İsmail Efendi çok genç yaşta müzik öğrenimine başladı; o çağlarda bir konservatuvar hâlinde bulunan Yenikapı Mevlevîhânesi'ne giderek, 1800'de 1001 gün süren Mevlevî çilesini tamamlayıp "dede" oldu. Uncuzade Mehmet Efendi'den lâdinî Türk müziği, Yenikapı Şeyhi bestekâr Alî Nutkî Dede'den dinî Türk müziği, Abdülbaki Dede'den de ney çalmasını öğrendi. Daha 1794'te 16-17 yaşlarındayken bestekârlığa başlayıp büyük bestekâr III. Selim'in dikkatini çekti. III. Selim'in musahibi ve Başmüezzini oldu. Bu ise, saray teşkilâtında pek yüksek bir memuriyetti. 1801'de saraylı bir hanımla evlendi. Bir ara Saray'dan ayrıldıysa da tekrar döndü. II. Mahmut devrinde (1808-1839) ve Abdülmecit devrinde (1839-1861) padişah musahibi ve Başmüezzin olarak kaldı. Her üç hükümdarın büyük iltifat ve teveccühünü kazandı.

Dede Efendi, öğrencilerinden büyük bestekâr Dellâlzade İsmail Efendi ve Mutafzâde Ahmet Efendi ile beraber hacca gitti. Fakat koleraya tutularak 30 Kasım 1846'da Mekke'de öldü, Hz. Hatice'nin ayak ucuna gömüldü. Öğrencileri, üstatlarının ölümünden iki gün önce bestelediği Şehnaz İlâhi hafızalarında olarak, yalnız, İstanbul'a döndüler.

Dede Efendi, nevzen, hanende ve naathandır. Büyük şarkı bestecisi Sermüezzin Rifat Bey (1820-1888) Dede'nin kızının oğludur. Torunları bugün yaşamaktadır. Eserleri bilhassa öğrencisi Mutafzade Ahmet Efendi tarafından nakledilmiştir. Buna rağmen bir-iki yüz eseri kaybolmuştur. Öğrencileri arasında Dellâlzade, Haşim Bey, Mehmet Bey, Zekâi Dede, Arif Bey, Nikogos Ağa bilhassa sayılabilir. Sultanî-Yegâh, Nev-Eser, Saba-Buselik, Hicaz-Buselik, Araban-Kürdî makamlarını yapan da Dede Efendi'dir.

En yüksek üslûpta eserlerden halk zevkini belirtecek parçalara kadar her çeşitten söz eserleri bestelemiş olan Dede'nin etkisi, daha pek genç yaşında çağdaşları üzerinde başlamış, zamanımıza kadar pek büyük ve devamlı olmuştur. Dede Efendi, belli bir kesim tarafından hâlen bütün Türk müziğinin en büyük bestecisi sayılmaktadır.

DEDE EFENDİ'NİN BAŞLICA ESERLERİ

Sebâ Mevlevi Ayini (1823)

Nevâ Mevlevi Âyini (1823)

Bestenigâr Mevlevi Âyini (1832)

Saba – Buselik Âyin-i Şerif (1833)

Hüzzam Âyin-i Şerif (1833)

Ferahfeza Âyin-i Şerif (1839)

Rast Ağır Düyek Kâr-ı Nev: Gözümde dâim hayâl-i cânan

Rast Semai Şarkı: Gene bir gül-nihâl aldı bu gönlümü

Rast Yürük Semai Şarkı: Yüzündür cihâni münevver eden

Hicaz Nakış Yürük Semai: Gene neşve-i mahabbet dil-u cânım etdi şeydâ

Bestenigâr Curcuna Şarkı: Ben seni sevdim seveli kaynayıp coştum

Ferahfeza Muhammes Kâr-ı Kasr-ı Cennet: Kasr-ı Cennet, havz-ı kevser, âb-i hay

Ferahfeza Frengi Fer'î Beste: Ey kaaşı keman, tîr-i müjen cânıma geçti

Ferahfeza Nakış Sengin Semai : Bir dilber-i nâdîde, bir kaamet-i müstesna

Ferahfeza Yürük Semai: Dün gece ben yine bülbülleri hâmûş ettim

Ferahfeza Ağır Aksak Şarkı: El benim-çün seni sarmış biliyor

Şehnaz Ağır Düyek Şarkı: Sanâ ey cânımın cânî efendim

Şehnaz Yürük Aksak Şarkı: Gönül durmaz, su gibi çağlar

Ferahnak Zencir Beste: Figaan eder gene bülbül, bahar görmüştür.

Ferahnâk Nakış Ağır Aksak Semai: Dil-î bî-*çâreyî mecrûh eden tîğ-î nigâhmdır

Ferahnâk Düyek Şarkı: Beğendim seni, geçmem aslaa ben,

Mahur Hafif Beste: Ey goncadehen, hâr-ı elem cânıma geçti.

Mahur Nakış Yürük Semai: Yine zevrak-î derûnum kırılıp kenara düştü

Acem-Aşiran Zencir Beste: Meşâm-ı hâtıra bûy-î gtil-î safâ bula-gör

Acem-Aşiran Ağır Sengin Semai: Ey lebleri goncâ, yüzü gül, serv-i bülendim.

Eve Ağır Aksak Semai Şarkı: Ebrûlerinin zahmı nihandır ciğerimde

Eve Curcuna Şarkı: Sevdim bir gonca-i râ'nâ

Sultanî-Yegâh Zencir Beste: Misâlini ne zemîn-û zaman görmüştür

Sultanî-Yegâh Hafif Beste: Cân-û dilimiz lûtf-i Şehenşâh ile mâ'mûr

Sultanî-Yegâh Nakış Yürük Semai: Şâd-eyledi cân-û dilimi şâh-i cihânım

Şevkefza Ağır Çember Beste: Ermesin el o şehin şevket-i vâlâlarına

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN