Arama

İslâm sanatında kümbetler

İslâm sanatında "kümbet" olarak adlandırılan yapıların en anlamlı özelliklerinden birisi, toprak yüzeyinin altındaki mezar odası. Ön Asya'da ve Türkistan'da yaşayan Türklere ait, mimari değeri bulunan mezar kuleleri olarak adlandırılan kümbetler, yuvarlak veya köşeli bir mimari tasarıma sahip. Kümbetlere, Türk çadır sanatının mimarlığa geçiş örnekleri de deniliyor. İşte, İslâm sanat tarihinin dünyadaki en nadide örnekleri ile kümbetler.

İslâm sanatında kümbetler
Yayınlanma Tarihi: 11.12.2017 00:00:00 Güncelleme Tarihi: 17.01.2018 15:31

"Yeryüzünde bulunanların hepsi fânidir. Azamet ve kerem sahibi Rabbinin zâtı ise bâki kalır."
(Rahman, 26-27)

Türklerin İslâmiyet'ten önceki dönemlerden itibaren zengin bir mezar anıtı geleneği bulunuyordu. İslâmî devirde ise, türbe ve kümbet adı verilen iki değişik forma sahip mezar yapıları görülür.

Türbe ölünün doğrudan toprağa verildiği, çoğunlukla kare veya çokgen gövdeli, üzeri daha çok kubbe ile örtülü anıtlardır. Kümbette ise cenazelik, mumyalık veya kripta gibi isimlerle anılan bir bodrum katı üzerinde silindirik yahut çokgen gövde yer alır; bunun da üzeri içten kubbe, dıştan konik ya da piramidal bir çatı ile örtülür.

Kümbetler, özellikle hükümdarlar tarafından ad ve sanlarını ebedî kılma arzusu veya türbeyi ziyaret eden kişilerin merhumun ruhuna okuyacakları dualar umuduyla yapılır.


Fahreddin Râzî'nin Türbesi, Köneürgenç, Türkmenistan, 12. yüzyıl.

SELÇUKLULARLA BİRLİKTE ARTIŞ GÖSTERDİ

Muhteşem boyut ve güzellikteki türbelerin sayısı, Orta Asya'daki cenaze töreni ve defin adetlerini koruyan ve dönüştüren Selçuklularla birlikte artış gösterdi.


Memluk Kabristanı'ndan bir görünüş, Kahire, Mısır.

12'inci yüzyıldan 14'üncü yüzyıla kadar hem halk, hem de hâkim sınıf arasında, velîlere duyulan saygı, tasavvuftaki teşkilatlanmayla son şeklini almıştı. Velîler, manevî yönden müritlerine öğretiler aktarır ve halk tarafından büyük saygı görürlerdi.

Velînin türbesinde aranan şey, onun bereketi, hayır duası ya da onun manevî etkisiydi.


Semerkand'da Şâh-ı Zinde Kabristanı, Özbekistan.

"Allah yolunda öldürülenler için "ölüler" demeyin. Hayır, onlar diridirler, fakat siz bilemezsiniz."
(Bakara, 154)

Bu ayet, doğrudan doğruya cihat sırasında toprağa düşenlere atıfta bulunur ve hürmet gösterilen türbelerin birçoğu da müşahit, yani İslam düşmanlarına karşı savaşmış olanların mezarlarıdır. Velîlere saygı, kabri Medine'de bulunan ve Kâbe'den sonra ikinci ziyaret yeri olan Peygamber Efendimize karşı duyulan hürmet ve tazimin de bir tür yansıması olarak görülür.


Hümâyun'un türbesi, Delhi, Hindistan, Muğal dönemi, 16. yüzyıl.

Hükümdar kümbetleri genellikle oraya defnedileceği umudunu taşıyan kişiler tarafından yaptırıldığı halde, velilerinkiler, Fetihpur Sikri'de Ekber Şah tarafından yaptırılan Selim Çiştî'nin ünlü türbesi veya halka mal olmuş isimsiz şahsiyetlerin türbeleri gibi ya onların müritleri ya da hükümdarlar tarafından gerçekleştirilmiş bir hayır işiydi.


Agra'da İtimâdü'd Devle'nin türbesi, Hindistan, Muğal dönemi, 17. yüzyıl.

Bir türbenin iç kısmında, ölen kişinin defnedildiği yer olan kemerli kısmın tam üzerinde bir sanduka bulunur. Aynı zamanda burada kıbleyi gösteren bir mihrap olur ancak mihrap öyle bir şekilde yerleştirilir ki, sanduka burada namaz kılanların önüne gelmez.


Gûr-i Emîr Türbesi, Semerkand, Özbekistan.

Hükümdarların kümbetleri, bazen bir velinin türbesi etrafında, daha da mütevazı başka bir sürü mezarla birlikte bulunur. Hatta öyle bir kümelenir ki, Semerkand'daki Şah-i Zinde Kabristanı veya Kahire'deki Memluk kümbetleri gibi adeta gerçek bir "türbeler mahallesi" oluştururlar.


Alaeddin Hılcî'nin türbesi, Kutub Minâr, Delhi, Hindistan.

Bu türbeler mahallesi, bütün Müslüman kabristanlarında olduğu gibi, kederli ya da acıklı hiçbir şey ihtiva etmez; burada dikkati çeken hâkim duygu, huzur ve sükûnettir.


Fas'ta bir murâbıtın türbesi.

Nispeten basit bir türbe ya da kümbetler için en yaygın bir şekilde kullanılan tek bir mimarî ilke ya da kural vardır: Bir kubbe ile taçlandırılmış dört köşeli bir gövde.


El Karâfe Mezarlığı, Kahire, Mısır.

Bu ağırbaşlı anıt mezarlar Müslüman mezarlıklarında en yaygın olarak bulunan yapılardır ve Atlantik'ten Hindistan'a kadar çölün sınırlarında ve sahil şeritlerinde bir hudut taşı gibi yükselirler.


Şeyh Safiyüddin Türbesi, Erdebil, İran.


Sâmânîlerin türbesi, Buhara, Özbekistan.


Fetihpur Sikri'de Selim Çiştî'nin türbesi, Agra, Hindistan.

Fikriyat

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN