Arama

Türk Ressamı Jean-Étienne Liotard

Türk imgesi ve kültürü bu dönemde Batılı seyyah, tüccar, diplomat, din adamları, bilim adamları ve en önemlisi de sanatçıların gündemindeki sıcaklığını hep muhafaza etti. Bu ve benzeri sınıflara mensup Batılılar, geniş Osmanlı coğrafyasının çeşitli yörelerini gezmiş, araştırmış; Türk kültürünü ve sanatını öğrenmeye çalışmışlardı. Bunlardan bazıları Türk gelenekleri ile bir Türk gibi yaşamayı tercih ederken; bazıları da İslam'ı seçip, Osmanlı topraklarına yerleşerek artık tamamen Müslüman bir Türk gibi yaşamaya başlamışlardı.

Türk Ressamı Jean-Étienne Liotard

Jean-Étienne Liotard'ın 87 yıllık ömrü, 1702 yılında Cenevre'de başladı. Resme meraklı olan Liotard, özellikle minyatüre olan ilgisi sebebiyle Paris'e gitti. Paris'te minyatür sanatının ve Rokoko üslubunun inceliklerini öğrendikten sonra, önce Roma'ya ardından da Napoli'ye geçti. Napoli'deyken İngiliz Elçisi Sir William Pansonby'nin daveti üzerine 1737 yılında buradan ayrılarak Doğu Akdeniz'e doğru yapılacak gemi yolculuğuna katıldı. Genç ressamın bu yolculuğu sırasındaki ilk durağı Yunan adaları oldu. Liotard ardından İzmir'e uğrayacak, son olarak da İstanbul'a varacaktı.

Türk Ressamı Jean-Étienne Liotard

Liotard, İngiliz Elçisi Sir William'un himayesinde çıktığı bu yolculuk sırasında yerli ve yabancı şahsiyetlerin resimlerini çiziyordu. İzmir'de bulunduğu süre zarfında da diplomatik görevi gereği burada bulanan yabancı ailelerin kızlarını Türk kadın kıyafetleri içinde resmetmişti. Mesela, İzmir konsolosunun kızı Margaret Fremeaux'a ait resim bunlardan biridir.

İzmir'den sonra İstanbul'a gelen Liotard, İstanbul'a yerleşti ve 1742 yılına kadar dört yıl burada kaldı. Osmanlı dönemindeki İstanbul'da yabancılar genellikle Pera ve Galata civarında kalıyordu. Liotard da büyük bir ihtimalle bu bölgede yaşadı. İstanbul'da kaldığı süre zarfında Elçi Sir William ve elçinin eşi Lady Pansonby dâhil pek çok yabancı Avrupalı'yı, diplomatı, zengin taciri, müzisyeni ve Osmanlı tebaası Rumları Türk kıyafetleri içinde resmetti. Liotard, ayrıca resimlerinde bolca Türk dekoru da kullanıyordu. Öyle ki müşterilerini resimlerde bazen bir sedire, bazen bir döşeğe oturtuyor; bazen ellerine çubuk iliştiriyor, bazen de arkalarındaki pencereye minareleri ve kubbeleriyle bir İslam şehri konduruyordu.

Türk Ressamı Jean-Étienne Liotard

Liotard, İstanbul'da Türklerin de bulunduğu geniş bir çevre edindi. Türkçe öğrenmeye çalıştı. Hatta sakal bırakıp devrin Türk kıyafetlerini giyerek İstanbul'da bir Türk gibi dolaştı, yaşadı. Avrupa'ya döndükten sonra da giderken yanında götürdüğü kürk yakalı kaftan ve sarık gibi Türk giysilerini modellerine giydirerek Türk kıyafetleri içinde yeni portreler resmetti. Uzun yıllar İstanbul'da alışkanlık kazandığı Türk kıyafetlerini giymeyi sürdürdü.

Türk Ressamı Jean-Étienne Liotard

Liotard'ın resmettiği ve 1740-42 yılları arasına tarihlenen vezir kallavisi ve kürklü beyaz kaftan içinde bir vezir portresi en meşhur çalışmalarından biridir. Resimdeki kişinin kimliği ise çelişkilidir. Ord. Prof. Süheyl Ünver, Liotard'ın, İstanbul'dayken Koca Ragıp Paşa ile reisülküttaplık vazifesini sürdürdüğü sırada tanıştığını, Avrupa'ya döndükten sonra onun sadrazam olduğu haberini alınca paşayı sadrazam kıyafetleri içinde resmetme ihtimalini göze alarak resimdeki kişinin Koca Ragıp Paşa olduğunu söyledi. Diğer taraftan bu kişinin Liotard'ın İstanbul'da bulunduğu sırada sadrazam vazifesindeki Nişancı Hacı Şehla Ahmet Paşa olma ihtimali de bulunur. Ayrıca resimdeki portreyi ressama benzetenler de mevcuttur.

Türk Ressamı Jean-Étienne Liotard

Ressamın portresini resmettiği Osmanlı ileri gelenleri arasında dostlarından Defterdar Sadık Ağa ve kardeşi Mehmed Ağa da yer alır. Jean Étienne Liotard'a poz veren simalar arasında Türklerin de olduğunu bilmek, 18. asır da resme olan bu alakanın aynı zamanda Osmanlı dünyasının Avrupa'ya olan mesafesini de göstermesi bakımından önemli bir göstergedir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN