Arama

Asalet ve sefaleti taşıyan 7 efsane at

Atın fiziki ve toplumsal özellikleri dışında, yine ağırlıklı olarak Doğu toplumları ve özellikle Türkler için manevi yönlere önemli bir yere sahiptir. Türkler hem İslam öncesi de sonrası da atlara büyük manevi değer biçildi. Hz. Hamza, Battal Gazi, Sarı Saltuk gibi birçok din büyüğünün, özellikle savaşçı alperen olan hasiyetlerin atı oldu. Peygamber efendimizin de atlar hakkında övgüler, Kur'an'da atlara dair yorumlanan ayetler, atın mevcut değerine değer kattı. Peygamber'in atlarına isim vermesi, zaten ata isim verme geleneği olmasına ilaveten, bunu bir sünnet olarak da yerine getirmeyi ve buna ayrı önem verilmesini sağladı.

  • 1
  • 10
HZ. MUHAMMED’İN ATI
HZ. MUHAMMED’İN ATI

Mısır Hükümdarı Mukavkıs'ın, hicretin 6. yılında (627) Hz. Peygamber'e gönderdiği kıymetli hediyeler arasında bulunan katıra hızlı yürüyüşü ve çevikliği dolayısıyla "kirpi" anlamına gelen düldül adı verilmiştir. Bu boz renkli katırın erkek veya dişi oluşu hususunda kesin bir kayıt bulunmamaktadır. Konuyla ilgili Türkçe literatürün hemen hepsinde "beyaz renkli dişi katır" ifadesi kullanılmışsa da Arapça kaynaklardaki rivayetlerde (Âmirî, II, 165; Halebî, III, 431) onun erkek olduğu belirtti.

Hz. Peygamber, hem savaşlarda hem de diğer zamanlarda bindiği düldülün idaresini, ileride Mısır valiliği de yapacak olan Ukbe b. Âmir el-Cühenî'ye vermişti. Daha sonra Hz. Ali'ye bağışladığı düldül ondan oğulları Hasan ve Hüseyin'e, ardından da diğer oğlu Muhammed b. Hanefiyye'ye intikal etmiştir. Hz. Ali'nin Hâricîler'le çarpışırken düldüle bindiği yolundaki rivayetlere hem Şiî hem de Sünnî kaynaklarında yer verilmiştir. Ayrıca çeşitli vesilelerle Ferve b. Amr el-Cüzâmî, Eyle Hükümdarı İbnü'l-Almâ, Dûmetülcendel hâkimi ile Habeşistan Necâşîsi Ashame tarafından da Hz. Peygamber'e katır hediye etti.

Mi'racın İslâm literatürüne girdiği şekliyle Hz. Peygamber'e has bir mûcize olduğu bilinmektedir. Burak olayı da mi'rac sırasında meydana gelen tabiatüstü birçok olaydan biri olarak kabul edilmelidir. Burak Resûl-i Ekrem'den başka diğer peygamberlere de hizmet etmiştir. Taberî'nin naklettiği bir rivayette Hz. İbrâhim'in Kâbe'yi ziyarete giderken bu bineği kullandığı belirtilmekte ve bu sebeple buraktan "İbrâhim'in bineği" (dâbbetü İbrâhim) şeklinde söz edilmektedir (Tefsîr, XV, 5, 10). Ayrıca kıyamet günü, mahşer yerinde bulunan ümmetlerine ulaşabilmeleri için peygamberlere binek verileceği, Hz. Muhammed'in de kızı Fâtıma ile birlikte Burak adlı ata bineceği ve o gün sadece kendisine tahsis edileceği gibi hususlar da konu ile ilgili rivayetlerdendir.

  • 2
  • 10
BÜYÜK İSKENDER’İN YOLDAŞI - MAKROSEFAL
BÜYÜK İSKENDER’İN YOLDAŞI - MAKROSEFAL

Kazandığı zaferler ile adının önüne "büyük" kelimesini alması hiç de tesadüf olamayan Büyük İskender aynı zamanda en cesur liderlerden biriydi. Büyük İskender Makedonya İmparatorluğuna savaş alanında pek çok kez zafer kazandırdı. Bu başarılarının elbette bir sebebi vardı. Büyük İskender savaşın komutasını daima üsteleniyordu. Bukefalos ise İskender'in savaş sırasında yanından ayırmadığı atının ismidir. Büyük İskender hırçın olan bu ata binen ve ehlileştiren tek kişidir. Böylece Bukefalos, Büyük İskender'in savaş alanındaki bir numaralı yardımcısı oldu. Bu olay sonrasında da İskender'in babası kral II. Philip'in ona "Git kendine başka bir memleket ara oğlum. Burası senin için çok küçük!" dedi. Kayıtlara göre İskender'in savaş sonrası yaptığı bir gezi sırasında Bukefalos, hırsızlar tarafından kamptan kaçırıldı. Bu duruma kızan İskender gönderdiği haberlerle, at geri verilmediği takdirde çevredeki bütün yerleşim yerlerinin yakılacağını ve yağmalanacağını söyletti. Bu haber üzerine hırsızlar Bukefalos'u geri getirdi. Bukefalos'un ölüm sebebinin net olarak bilinmemektedir. Büyük İskender atına o kadar bağlıdır ki, öldüğünde isminden bir şehir kurdu ve adına ait paralar bastırdı. Anlatılara göre Bukefalos'a İskender dışında kimse binmedi. Bu şehir, o dönemde Bukephala olarak bilinen günümüzde ise Pakistan'ının Jhelum şehridir.

  • 3
  • 10
BUDA’NIN ATI - KANTHAKA
BUDA’NIN ATI - KANTHAKA

Budizm, birçok tarihçi ve din bilimci tarafından bir dinden ziyade ahlaki ve felsefi bir sistem olarak görülür. Asıl adı Siddharta Gautama olan Buda (MÖ.563-483) Kuzey Hindistan'daki Himalaya Dağları'nın eteğinde Lumbini koruluğunda küçük bir bölge hükümdarının oğlu olarak doğdu. Budizm'in unutulmaması gereken bir noktası vardır ki; Buda hayattayken ne Budizm bir dindi ne de 'Buda' bu dinin peygamberi. Kanthaka Hindistan'da yaşadı. O Buda'nın atı ve can yoldaşıydı. Siddharta ve Kanthaka birbirinden ayrılmazdı.

  • 4
  • 10
BUDA’NIN ATI - KANTHAKA
BUDA’NIN ATI - KANTHAKA

Aradan fazla zaman geçmeden, Prens Siddharta derin düşüncelere daldı. Ve bir gün, radikal bir karar verdi. Sarayı terk edip, dünya nimetlerinden uzaklaşacaktı. Bir gece hizmetkârına atını eyerlemesini söyledi. Böylece sessizce saraydan kaçtı. Sabah, Anoma nehrinin kıyısına varmışlardı. Kanthaka bir sıçradı, nehrin karşısına geçti. Siddharta orada durdu, hizmetkârına atı alıp şehre dönmesini emretti. Kanthaka gözden kaybolana kadar sahibine baktı; sonra aniden kalbi kırıldı, öldü. Efendisi ise o günden sonra artık Buda adıyla bilinecekti.

  • 5
  • 10
ATINI SENATÖR SEÇTİREN İMPARATOR - CALIGULA
ATINI SENATÖR SEÇTİREN İMPARATOR - CALIGULA

Gaius Julius 3. Roma İmparatorudur ve 37-41 yılları arasında görev yaptı. Aşırı savurganlığı, tuhaflığı, acımasızlığı ve Caligula takma adı ile tanınırdı. Tariçiler, onun deliliğinin en büyük delili olarak Incitatus'a duyduğu olağanüstü sevgiyi gösterirler. Incitatus'un pahalı bir mermerden ahırı, fildişinden bir yemliği vardı. Yarışa katılacaksa, rahat uyusun diye Gaius Julius'un emriyle askerler bulunduğu yerin etrafını boşaltırdı.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN