Arama

Kanuni’nin meşhur-u âlem rüyası ve vasiyeti

Bilinçaltının bir parçası olan rüyalar insanoğlunda bazen olumlu, bazen olumsuz tesir bırakır. Bazı rüyalar, tarihteki önemli silüetleri derinden etkiledi. Şüphesiz ki Osmanlı padişahları rüyaların imparatorluk yönetiminde etkili oldu. O rüyalardan en meşhurları ‘‘göbekten çıkan ağaç motifli rüya” ve “ocaktan çıkan pınar motifli rüya”ydı...

Kanuni’nin meşhur-u âlem rüyası ve vasiyeti
Yayınlanma Tarihi: 24.7.2018 00:00:00 Güncelleme Tarihi: 24.07.2018 18:43

Bilinçaltının bir parçası olan rüyalar insanoğlunda bazen olumlu bazen olumsuz tesir bırakır. Bazı rüyalar, tarihteki önemli siluetleri derinden etkiledi. Şüphesiz ki Osmanlı padişahları rüyaların imparatorluk yönetiminde etkili oldu.

OYUN KURUCU KANUNİ

1494'te Trabzon'da doğan Kanuni Sultan Süleyman, imparatorluk sınırlarını en geniş hale getirmesi ile bilinen, 47 yıl tahta kalması ile meşhur ve savaş alanında stratejik taktikler ile düşmanı mağlup etmesinden dolayı tarihçiler arasında "Muhteşem Süleyman" adıyla anıldı.

Unvanlı erdemi ve hükümdarlığı ile dünya çapına yayılan Kanuni'ye yabancılar "Cihan hakanı" diyorlardı. Bilahare Osmanlıyı ve Osmanlı nizamını dünyaya tanıttı. Osmanlı kadar geniş topraklara ve sınırlara sahip aynı anda çok uluslu bir kimliğe sahip olan bir devletin en iyi nasıl yönetileceğinin cevabını verdi. Bu başarasının sırrı "équipe formidable"da saklıdır. Şöyle ki günümüz modern dünyasındaki uzmanlıklar gibi, Kanuni de işinde ehil kişileri yeteneklerine göre atayarak nizamı sağladı.

İLAHİ BİR MESAJ

Rüyalar eski medeniyetlerden günümüz modern dünyasına kadar hemen hemen her zaman etkili oldu. Osmanlı'da da rüyaların önemli olduğunu kuruluştan bu yana görürüz. Çünkü rüyaların Allah tarafından gösterildiğine inanılır, ilahi bir mesaj olarak görülürdü. Bunlardan en meşhurları ''Göbekten Çıkan Ağaç Motifli Rüya" ve "Ocaktan Çıkan Pınar Motifli Rüya"dır.

Rivayet olunur ki kutlu bir gecede, Kanuni Sultan Süleyman bir rüya görür. Sultan Süleyman, Peygamber Efendimizi takip ederek bugün Süleymaniye'nin inşa edilmiş olduğu yaklaşık yetmiş dönümlük arazinin bulunduğu çok güzel manzaralı tepeye gelirler. Bu tepe, hem Haliç'i hem de Boğaziçi'ni mükemmel bir açıdan görür. Kanuni Sultan Süleyman kutlu rüyadan uyanır, şükürler eder. Mimar Sinan'ı çağırtır. Hiçbir açıklama yapmadan büyük bir heyecan ile rüyada gördüğü yere götürür: "Buraya bir cami bir de külliye yapacağız." diye sözlerine başladığında, Mimar Sinan söze karışır: " Sultanım, mihrabı burada, minberi burada olsun…"


Sultan Süleyman şaşırır: " Sinan sen bu işten haberli gibisin." der. Mimar Sinan cevap verir: " Sultanım dünkü rüyanızda ben de bir adım gerinizde geliyor idim…"Temele İlk Taşı Şeyhülislam Ebussuud Efendi Koydu…

Yüzyılın tam ortasında, 13 Haziran 1550 günü padişahın isteğiyle Şeyhülislam Ebussuud Efendi'nin mihrab duvarına ilk temel taşını koymasıyla inşaat başladı. Cami o günlerin en büyük külliyesiyle birlikte tasarlanmış, Fatih Külliyesi'nden sonra bir bakıma devrin en büyük üniversitesinin merkezi olarak planlanmıştı. Etrafındaki binalar camiyi örtmediği gibi, araziye uygun yayılan küçük bir şehir görünümündeydi.

Türklerin en büyük hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman'ın adıyla anılan "Süleymaniye Camii" ihtişam ve zarâfet yönünden yalnız Türk mimarîsinin değil, bütün dünya mimarîsinin de en seçkin eserlerinden biridir.

SON ÜÇ ARZUSU

Kanuni'nin ilk arzusu, tabutunun dönemin en iyi doktorları tarafından taşınmasıdır ve bunu şöyle açıklar, ''Doktorlar ne kadar iyi olursa olsun, onlar bile ölümün karşısında çaresizdir.'' diyerek mesaj verir. İkinci arzusu ise, elde ettiği tüm ganimetin mezarı boyunca halka dağıtılmasıdır. Elde edilen zenginliğin öbür âlemde hiçbir işe yaramadığı nasihati verir. Son isteği ise ''Ellerim, herkesin görebileceği şekilde tabutun dışına sarkmalı.'' der. "Ellerim tabutun dışında kalsın ki, herkes bilsin: Bizim için en değerli şey olan zamanımız tükenince, boş ellerle doğduğumuz gibi, boş elle gideriz."

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN